Van'da geçen gece 4.6 büyüklüğünde deprem olunca çok sevinen birileri, coşkularını Twitter'a boca etmiş. Niye seviniyorlar? Van, HDP'ye yüksek oranda oy vermiş, nüfusunun çoğunluğu Kürt olan kenti ya... İşte o yüzden.
"Oh olsun... Beter olun... Allah'ın sopası yoktur... İşte ilahi adalet..." gibi mesajlar atanların fikirlerini değiştirmem elbette mümkün değil. Ancak ben yine de doğru bildiğimi söyleyeyim:
Arkadaşlar! Deprem kördür. Hedefi yoktur. Yokuş aşağıya kayan sürücüsüz bir kamyon gibidir. Felakete yol açarken kadın- erkek, genç- yaşlı, zenginfakir ayrımı yapmadığı gibi... Dinli- dinsiz veya o partiden- bu partiden ayrımı da yapmaz. Ezer geçer.
17 Ağustos 1999'daki Gölcük Depremi'nden sonra "7.4 yetmedi mi" diye pankart açılmıştı. Bariz bir vicdansızlık ve saçmalıktı... Çünkü ölen 18 bin can ve evsiz kalan 600 bin vatandaş içinde her kesimden insan bulunuyordu.
Ancak... 1997'de başlayan 28 Şubat örtülü darbe süreci devam ettiğinden, muhafazakâr kesim haklı olarak kızgındı. Çünkü yapılanlar tam bir adaletsizlikti. Bu yüzden pankartı fazla eleştirmemiş, "Gençlik heyecanıdır, geçer" diye düşünmüştüm.
Gölcük Depremi'nin üzerinden 16 yıl, son büyük Van Depremi'nin ardından 4 yıl geçtikten sonra, hâlâ mı aynı abuk laflar? Yahu bu insanların dünyadaki varlık nedeni, beni haksız çıkarmak mı? Makul olmak, mantıklı düşünmek çok mu zor?
Madem öyle, ben de gerçeklerden söz ederek, o tarz mesajları atanları biraz kızdırayım: "Kürtlerin olmadığı bir Türkiye'ye uyanmak" fantezisini bir yana bırakın.
Başlarına hangi felaket gelirse gelsin, bu ülkede Kürtler var olmaya ve siyasi- sosyal- kültürel- hukuki haklarını talep etmeye devam edecek. Tamam mı?
Ne demiş Konfüçyüs: "Karanlığa küfredeceğine, bir mum yak." Hacheres man?