İlkokul üçüncü sınıfı bitiren kızının karnesini gösterdi arkadaşım. Sevinmekte ve bir anne olarak gururlanmakta haklıydı. Çünkü karne baştan aşağıya aynı ibareyle doluydu: Çok İyi, Çok İyi, Çok İyi... (Eskiden "Pekiyi" denirdi.)
Karnenin sol tarafında "Dersler" vardı: Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi, Görsel Sanatlar ve diğerleri...
Ben bu kısmı pek önemsemedim. Çünkü zeki ve çalışkan bir öğrenci için o derslerden başarılı olmak çocuk oyuncağı sayılır.
Asıl kafama takılan karnenin sağ tarafı oldu. "Davranışlar" başlığı altında, öğrencinin psikososyal durumu değerlendiriliyordu:
Okul kültürüne uyum... Öz bakım... Kendini tanıma... İletişim ve sosyal etkileşim... Ortak değerlere uyma... Çözüm odaklı olma... Sosyal faaliyetlere katılım... Takım çalışması ve sorumluluk... Verimli çalışma... Çevreye duyarlılık...
O bölüm de baştan sona "Çok İyi" idi.
Biricik 'Dünya İnsanı'
Kuşkularım işte tam bu noktada başlıyor: "Davranışlar" bölümünü yüksek notlarla geçen bir öğrencinin, diğer dersleri de iyiyse, büyüdüğünde, diyelim ki başarılı bir finansçı veya çalışkan bir akademisyen olacağına eminim. Ancak gelin size başka bir hikâye anlatayım:
Lisedeyken haşarı mı haşarı, asla söz dinlemeyen, her gün yeni bir muziplik yapan, öğretmenlerin yaka silkip "Bunun kendine bile hayrı dokunmaz" dediği bir arkadaşımız vardı.
Murat Okçuoğlu isimli bu arkadaşımız, sınıfın tek, gerçek "dünya insanı" oldu. Bizim sınıftan gayet değerli doktorlar, mühendisler (ve değersiz bir gazeteci) yetişti ama sadece Murat bir dünya insanı oldu.
Kadıköy Anadolu'dan mezun olduktan sonra BÜ'de makine mühendisliği okuyan Okçuoğlu, kendini çocukluk tutkusuna vermişti:
Otomobiller. Sonra ABD'ye gitti.
Uzun yıllar nefes almadan çalışan Okçuoğlu, sonunda 4x4'ler için kilitli diferansiyel denilen bir sistem geliştirdi, patentini de aldı. Başka buluşları da olan Okçoğlu'nun icatları şu anda otomotiv sanayiinde kullanılıyor. (Ayrıntıları merak edenler internetten okusun.)
Uyumludan bilimci çıkmaz
Şimdi bu örnekleri sentezleyelim: Türkiye bilimsel ve teknolojik açıdan kendini geliştiremediği... Her alanda icat ve yenilik (inovasyon) yapıp bunları üretime uygulayamadığı için 'Orta Gelir Tuzağı'na yakalanmış durumda.
Öte yandan bilim ve teknolojiyi ilerletenlerin, çocukken-gençken sıra dışı davranışlar sergilediğini biliyoruz.
Kimi "okul kültürüne" uymuyor... Kimi "pasaklı"... Bazısının "çevresiyle iletişimi" bozuk... "Sosyal faaliyetlere" katılmayan mı istersiniz, "takım çalışmasına" asla uyum gösteremeyen mi?
Bana inanmayan, büyük bilimcilerin ve cesur girişimcilerin yaşam öyküsünü okusun. Pek azının çocukken gurur verici hal ve gidiş notları aldığını görecek.
İleride icat ve inovasyon yapma ihtimali yüksek gençleri, özel bir okulda toplama projesi geliştirilse... Bendenize de cevherleri keşfetme görevi verilse...
İlk yapacağım iş... Karnesinin sol tarafı baştan aşağı "Çok İyi"... Buna karşılık, sağ tarafında çokça "Geliştirilmeli" ibaresi bulunan "sıra dışı" hatta "arızalı" öğrencileri saptamak olurdu.
Ne demiş Oscar Wilde: "Toplum fevkalade hoşgörülüdür; deha hariç her şeyi affeder."