Benim Aziz Yıldırım'ın ruh hali konusunda ciddi kuşkularım var. Koskoca kulübün Başkanı, kalkıp da takımı şampiyon yapan eski hocayla son derece manasız bir çekişmeye girer mi? (Halk arasında 'sidik yarışı' denilen olay...)
Ersun Yanal, Mustafa Denizli'den sonra, F.Bahçe'yi şampiyon yapabilen ikinci yerli hoca olup, basında bolca yer alınca... Aziz Yıldırım, Denizli için söylediklerinin hemen hemen aynısını Yanal için söyledi: "Takımı o mu şampiyon yapmış? Hıh, biz olmasaydık yapamazdı. Zaten G.Saray ve BJK de kötüydü."
Bu sözler sadece dilde kalsa çok da önemli değildi... Bir de ne görelim: Teknik direktörlük becerileri ve tecrübesi gayet kısıtlı olan ama kendi sözünden asla çıkamayacak bir hocayı takımın başına getirmiş!
Ne o; F.Bahçe'yi Ersun Yanal'ın değil, kendisinin şampiyon yaptığını ispatlayacak!
Fenerbahçe'de doğru dürüst çalışan bir Yönetim Kurulu olsa, Birileri, "Hop Başkan, ne yapıyorsun" derdi. Kongre Üyeleri gerçekten kulübü düşünen insanlar olsalardı, kazan kaldırıp bağırıp çağırmaya başlarlardı.
Ama ne yazık ki Tek Adam baskısına boyun eğdiler. "Dur bakalım; herhalde Başkan'ın bir bildiği vardır" diyerek kendilerini kandırdılar. Sonuç: Lig gitti. Kupa gitti. G.Saray dördüncü yıldızı taktı.
Halbuki mesele fazlasıyla basitti: Yıldırım'ın bir bildiği filan yoktu. Sadece Ersun kompleksinden muzdaripti.
Bu kompleksini tatmin etmek uğruna taraftarların sinirleriyle oynadı. F.Bahçe'yi seyretmek için bilet alan veya yayıncı kuruluşa abone olan milyonlarca taraftarın paralarını yaktı!