Genel seçimler yaklaşıyor ya... Asgari ücret konusunda açık artırma başladı. Mesela bir siyasi parti başkanının, "Bizim iktidarımızda asgari ücret 2 bin lira olacak" dediğini duydum. En düşük emekli maaşı da 2 bin 600 lira olacakmış.
Emekli maaşı ayrı bir tartışmanın konusu: Çünkü hükümet olarak daha önce endüstriye, sağlığa, eğitime, tarıma, savunmaya verilen desteği azaltır... Oradan artırdığı paraları emeklilere yönlendirerek sözünü tutmuş olur.
Neticede Keynes'ci bir politikadır. Hedef, talebi canlandırmaktır.
Asgari ücret ise esas olarak büyük, orta ve küçük sanayinin emekçiye ödediği para... Adamın küçük bir atölyesi var. Diyelim beş işçi çalıştırıyor. Ankara'da masa başında asgari ücreti zıplatıyorsun. İşçiler tabii memnun oluyor.
Atölye sahibinin ise iki seçeneği var: 1) Eğer şartlar uygunsa ürettiği malın fiyatına zam yapar. 2) Zam yapamazsa, kepenk indirir.
Bitmedi. Patron, kepenk indirirse emekçiler işsiz kalır. Başka atölyeler de kapanacağı için yeni iş bulamazlar ve işsizlik artar. Ürününe zam yaptığında ise zincirleme reaksiyonla enflasyon yükselir.
Üretim yapanlara, özellikle de küçük ve orta boy işletmelere sormadan asgari ücreti artırmak akıl kârı olmasa gerek.