İşte, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bir kez daha geldi. Bu bayramın temel bir sorunu var. Ancak ona geçmeden bir-iki hatırlatma yapayım.
"23 Nisan" gününün, Cumhuriyet tarihindeki anlamı nedir? İlkokula gitmiş herkes bilir: 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır.
Meclis niye önemlidir? Çünkü İstanbul Hükümeti'nin karşı çıktığı Kurtuluş Savaşı, TBMM sayesinde meşruiyet kazanmıştır.
Sadece ordu ile kurtuluş savaşı verilemez. Halkın desteği de gerekir. Ülkenin dört bir yanından gelen temsilciler işte bu desteği sağlamıştır.
Nitekim, Mustafa Kemal, kendisine engeller çıkardığı için iki kere Meclis'i kapatmaya kalkışmış... Ancak İsmet İnönü'nün "Meclis olmazsa neye dayanacaksın" uyarısıyla vazgeçmiştir.
Velhasıl 23 Nisan böylesine önemli bir simge gündür. Gerçekten de Ulusal Egemenliği (isteyen 'Milli Hâkimiyet' desin) temsil eder. Zaten 23 Nisan, 1921'den beri ulusal bayramdır. Cumhuriyetin ilk milli bayramıdır.
Madem Meclis bu kadar değerli bir kurum... Onu, Çocuk Bayramı ile sulandırmanın âlemi ne?
Siz herhangi bir 23 Nisan'da, ulusal egemenlik kavramının ciddiye alındığına şahit oldunuz mu? Hangi 23 Nisan'da Meclis ön plana çıktı? Hiçbirinde! Meclis Başkanı açıklama filan yapar, gerisi çiçekli-balonlu çocuk müsameresidir.
Not: Yanlış anlaşılmak istemem. Çocuk Bayramına karşı çıkmıyorum. Benim itiraz ettiğim, bayramın 23 Nisan günü olması. (Aslında olay 1920'lerde Çocuk Haftası olarak başlamıştı, daha sonra 23 Nisan'a odaklanıldı. Kenan Evren Cuntası da 1981'de iki bayramı resmen birleştirdi.)
Fikrim çok değişti
Yukarıdaki satırlar, siyasi-ideolojik konulara ağırlık vermeye başladığım 2006'dan bu yana yazdıklarımın ve söylediklerimin bir özeti...
Ancak fikrim değişti!
23 Nisan artık sadece Çocuk Bayramı olmalı. Olaylar bayramın, ulusal egemenlik boyutunun gereksiz olduğunu gösteriyor.
23 Nisan'larda kimsenin Meclis'i önemsediği yok. Meclistekilerin de 23 Nisan'ı önemsediğini sanmıyorum. Herkes ağırlığı çocuklara veriyor.
Çocuk Bayramınız kutlu olsun; vesselam!