Önce haberi okuyalım: Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, Hrant Dink'in öldürülmesi olayının "silahlı terör örgütü" tarafından gerçekleşmediğini, "suç işlemek amacıyla kurulan örgüt" tarafından gerçekleştiğini kaydetti.
Daire, bu yorumuyla yerel mahkemenin "silahlı terör örgütü yok" değerlendirmesine katılmış oldu.
Bu kararda bir tuhaflık yok mu?
Şöyle: Örgüt var mı? Var... Ne amaçla kurulmuş? Suç işlemek için...
Tamam ama "suç" çok genel bir kavram...
Bunlar ne diye suç işliyor? Para kazanmak için mi? Hayır... Zevk için mi? Hayır... Ya ne için?
Başta Ermeniler olmak üzere, azınlıkları yıldırmak için... Yıldırmak yani "gözdağı vermek, baskı altına almak, usandırmak, kaçırmak" için...
Şimdi de tavşanı şapkadan çıkaralım: "Terör" kavramının açılımı nedir? Yıldırma, korkutma, ürkütme. Peki, bu yıldırma eylemini hangi araçla yapıyorlar? Silahla... İnsan öldürerek.
İşte her şey ortada: Adamlar düpedüz silahlı terör örgütü kurmuş... Mahkeme ve ona uyan Yargıtay ise hâlâ "suç örgütü" diyerek olayı yumuşatıyor.
Ee, tabii, PKK gibi koskoca bir "asimetrik savaş örgütüne" ısrarla terör örgütü derseniz...
O zaman Hrant'ı öldürenler de minik suç örgütü olur; terörden paçayı kurtarır.