Trafik kelimesi başlıkta, mecazi anlamıyla değil, düz anlamıyla yer alıyor: Kadınlı erkekli akil insanların (ben onlara 'Akilcan' diyorum) ilk etkisini perşembe akşamı hissettik: Trafikte tam bir saatimiz gitti! Olay şöyle oldu:
Sahil yolundan gelip Karaköy'e vardığımızda saat 22.00 idi. Böyle giderse Fenerbahçe-Lazio maçının, sadece ilk 15 dakikasını kaçıracaktık.
Derken trafik zınk diye durdu. Evet durdu! Gecenin 10'unda niye dursun ki? Meraklandık: Kaza mı var acaba?
Milim milim ilerlemeye başladık: Karaköy... Tophane... Kabataş... Dolmabahçe... İnönü'de maç varken bile böyle olmuyordu.
Beşiktaş'a vardığımızda bir de ne görelim? Başbakan Erdoğan'ın, Akilcanlarla yaptığı toplantı yüzünden "halkın polisi" geçişleri tek şeride indirmiş. Orayı geçtikten sonra trafik aktı gitti...
Sonuçta maçın ancak elli beşinci dakikasından sonrasını izleyebildim. Akilcan toplantısı hiç yoktan 60 dakikamı yedi! (Tabii benimle birlikte binlerce insanın...)
Buradan sesleniyorum: Tayyip Bey! Sayın Başbakan! Allah'ınızı severseniz toplantılarınızı, pazar günleri hariç, Beşiktaş'taki mekânda yapmayın. Çünkü her seferinde polis, tedbir alacağım diye trafiğin canına okuyor.
Not: "Polisin müthiş değişimi" diye "yağcılarda inecek var" türünden laflar eden arkadaşların, yanımızda olmasını isterdim. Eminim ertesi gün o başlığı atmaya vicdanları el vermezdi.