Nazlı Ilıcak siyasi konularda ne kadar külyutmaz ise... Okurlarına karşı bir o kadar iyi niyetli. Hatırlarsınız: Saim Güven adlı bir okuruna güvenerek, Stanford Üniversitesi'nin kuruluşuna ilişkin, baştan sona uydurma bir öyküyü köşesinde yayınlamıştı. (10 Temmuz 2011)
İnternet böyle hikâyelerle dolu. Hangi amaçla uyduruldukları belli değil.
Acaba Stanford hakkındaki o palavrayı kaleme alanların amacı, Harvard Üniversitesi'nin imajına çizik atmak mıydı? Yoksa birileri, o uydurma öykülere inanıp yayanları mı izliyor?
Neyse... Nazlı Hanım bu kez de Veysel Eroğlu adlı okurundan gelen, "Fleming ve Churchill" başlıklı bir metni kontrol etmeden yayınladı. (19 Şubat 2012)
***
Uydurma olay özetle şöyle:
Fleming adlı fakir çiftçi, bir çocuğu bataklıktan kurtarır. Çocuğun zengin babası, bu iyiliğe karşılık olarak Fleming'in oğlunun okul masraflarını üstlenir. Çocuk iyi okullarda okur. Londra'daki St. Mary Hastanesi Tıp Okulu'nu bitirir.
Bu çocuk
Alexander Fleming'tir... Yıllar sonra, zengin adamın bataklıktan kurtulan oğlu, zatürree olduğunda, hayatını, Fleming'in bulduğu
penisilin kurtarır. Zengin adamın oğlu, büyük siyasetçi Sir
Winston Churchill'dir.
***
İngilizcede "
too good to be true" diye bir laf var. "
Gerçek olamayacak kadar mükemmel" diye çevirebiliriz. Bu öykü de öyle...
"
Şeyi şeyine denk gelme" deyimini hatırlatıyor insana: Biri kurtarıyor, diğeri yardım ediyor, falan filan.
Öyküyü okuyunca içime kurt düştü. Yoksa yeni bir "
Stanford vakası" ile mi karşı karşıyaydık?
Araştırdım. Maalesef öyleydi. Okurları bir kez daha Nazlı Hanımı kandırmıştı: Öyküde yer alan bilgilerden sadece Alexander Fleming'in bir çiftçinin oğlu olması, St. Mary Hastanesi Tıp Fakültesine gitmesi ve (elbette) penisilini bulması doğruydu.
Diğer tüm bilgiler ise uydurmaydı.
O kadar ki,
II. Dünya Savaşı sürerken, Başkan
Roosevelt ile buluşmak üzere
1943'te çıktığı
Kahire seyahatinde
zatürree olan Churchill, penisilinle değil,
M&S adlı başka bir ilaçla tedavi edilmişti.
***
Peki bu uydurmanın kaynağı neydi? O da araştırılmış: Öykü ilk kez 1944 yılında
Coronet adlı bir ABD dergisinde, "
Dr. Hayatkurtaran" başlığıyla yayınlanmıştı.
Uydurmayı kaleme alan ise
Arthur Gladstone Keeney adlı (büyük olasılıkla ailesi, Fleming gibi İskoçya kökenli olan) ABD'li bir gazeteciydi.
Bu uydurmacanın bana faydası dokundu: Churchill'in, "
Sir" unvanlı tarihçi
Martin Gilbert tarafından yazılmış,
1150 sayfalık devasa biyografisini okumaya başladım. Churchill gibi muhteşem bir karakter üzerine yazılmış şahane bir kitap.
(İş Bankası Yayınları)
Stanford öyküsünü deşifre ettikten sonra, "
Uydurmalara ne gerek var; gerçek zaten yeterince ilginç değil mi?" demiştim.
Fikrim değişmedi.
Not: Nazlı Hanım kotasını doldurdu. Bundan sonra bir uydurmacayı daha yayınlarsa,
bilerek yaptığını düşüneceğim.