Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te Cafe Tortoni adlı bir kafe-bar var. 1858'de kurulan Tortoni, bugün bulunduğu yere 1880 yılında taşınmış. Yani 132 yıldır aynı mekânda.
Duvarları, yerli ve yabancı ünlü müşterilerin (örneğin yazar Borges, bilimci Einstein, siyasetçi Hillary Clinton) imzalı fotoğrafları, büstler ve karikatürleriyle süslü.
Burası adeta bir tarihi eser. Buenos Aires'e gelip de Cafe Tortoni'yi görmeyen turist, ya gideceği kenti hiç merak etmemiş bir fuzuli gezgindir ya da bir ultra snob...
Cafe Tortoni'yi hatırlamama İstiklal Caddesi'ndeki İnci Pastanesi'nin kapanma olasılığı vesile oldu. Profiterolüyle ünlü İnci de, Tortoni gibi ahşap ağırlıklı bir mekândır.
Kapıdan adım attığınızda, kendinizi cumhuriyet tarihinin içinde bulursunuz. Bu tip mekânları yok ettiğinizde o tarihsel tecrübeye de balta vurmuş olursunuz.
Bizim siyasetçilerin, özellikle de belediyecilerin modernleşmeden anladığı ise "eskiyi yıkıp yeniyi yapmaktan" ibaret. "Yaşatılan geçmişin" nasıl güçlü bir cazibe merkezi olduğunu hâlâ anlamadılar.
Sermayeniz varsa; yeni, güzel, şık bir pastane yapmak kolay. Ama İnci Pastanesi türü bir mekân kapandı mı, benzeri bir tarihin oluşması en az 50 yıl sürüyor. O da para eden, ancak parayla satın alınamayan bir şey...