Geçen gün on binlerce kişi... "Bu dava böyle bitmeyecek", "Hrant için adalet için" sloganlarıyla İstanbul Taksim'den, Nişantaşı'ndaki Agos gazetesine kadar yürüdü.
Yürüyüşe sadece Hrant Dink'in ailesi ve arkadaşları katılmadı elbette. Sayısız ipucuna dayanarak, "Ergenekon" adı verilen karanlık örgütün, Dink'i gariban gençlere öldürttüğüne inanan her kesimden insan oradaydı.
Ancak bir tuhaflık vardı:
Yıllardır "Ergenekon" diye bir örgütün olmadığını söyleyen... Hükümetin bunu muhalefeti bastırmak amacıyla uydurduğunu iddia eden... Ergenekon iddianamelerindeki ufak tefek eksikleri, hataları, çelişkileri büyüterek yaygara koparan... Yargılamayı sulandırmak, bulandırmak için ellerindeki her türlü aracı kullananlar da yürüyüşe katılmıştı...
Hükümetin, soruşturmanın derinleştirilmesine destek vermemesi yüzünden... Hrant Dink'in arkadaşları bu yüzsüzlere, "Sizi gidi Ergenekoncular, burada ne arıyorsunuz, çektirin gidin" diyemedi.
Ama yargı süreci tamamlanmadığı, davada nihai karar verilmediği için, hâlâ umut var: "Kurşunların Sarı Gelin'i susturmaması" için Başbakan Erdoğan'ın bir işareti yeter.