Kürt ulusalcıların "nihai" hedefi, bağımsız devlet kurmaktı. 1990'ların konjonktüründe bunun olamayacağını görüp söze dökmekten vazgeçtiler.
Onun yerine "salam politikasına" geçtiler. Küçük adımlarla, "dilimleyerek" hedefe yürümeye başladılar.
Önce "sınırları ve bayrağı kabul ediyoruz" dediler... Pozisyonlarını sağlamlaştırınca, bir adım öteye geçtiler. 'Özerklik istiyoruz'a kadar vardılar.
Biliyorduk: Özerklik de onlara yetmezdi. Türkiye'nin sınırlarını değiştirmeden ulaşacakları hedef, "federasyon" ve "konfederasyondu".
Bağımsız devlet ise ancak dünya ve bölge siyaseti izin verirse kurulabilirdi.
Leyla Zana'nın, Almanya'da yayınlanan Barzani yanlısı Rudaw gazetesine verdiği demeç, farklı bir değerlendirmeye geçtiklerini gösteriyor.
"Özerklik bize yetmez, referandum yapılsın: Özerklik, federalizm ya da bağımsızlık; ne çıkarsa uygulansın" diyor.
Şaşırdık mı? Hayır. Sadece ağzındaki baklayı çıkardı. Çok iyi oldu. Özgürce konuşsun ki ne istediğini bilelim.
Peki ya referandumdan, "İstanbul'a bağlı kalalım" çıkarsa? Belli ki Leyla Zana bu olasılığı aklına dahi getirmek istemiyor. (Ev ödevi: Niye Ankara değil de İstanbul?)