PKK'nın taşeronluğu üzerine çok yazdık... Örgüt yöneticileri ise bunların "kara propaganda" olduğunu iddia etti. Peki kim haklı?
Güneydoğu'daki meseleyi iyi bilen barış yanlısı Kürt aydını Muhsin Kızılkaya'nın karşılaştırması, PKK'nın kimlere "yardımcı" olduğunu apaçık ortaya koyuyor:
Murat Aksoy soruyor: "PKK'nın arkasında İran ve Suriye var mı?" (Yeni Şafak, 24 Ekim)
Cevap: "Murat Karayılan dedi ki, 'İran'la ateşkes ilan ettik. PJAK, İran'da siyasi alana çekildi'. Ben soruyorum: PJAK, İran'da niye siyasi alana çekildi? İran'da PJAK'ın 36 milletvekili, 100 belediye başkanı mı var? PJAK'ın Kürtçe gazetesi mi var? Radyoları, yerel televizyonları mı var? Kürtçe politika yapmak mı serbest? Bunların hiçbiri yok. Türkiye'de bütün bunlar var. PKK, Türkiye'de de niye siyasi alana çekilmiyor?"
Soru: "Sanırım Suriye'yle ilgili de sorularınız var..."
Cevap: "PKK'nın içinde 1000 civarında Suriyeli militan var. Suriye'de Kürtlerin kimlikleri yok. Vatandaş kabul edilmiyorlar. Mülk edinme hakları yok. Kürtler Kürtçe bir kitap yayımlarsa cezası 12 yıl. Kürtler bir araya gelip hiçbir salon toplantısı yapamıyor. Üstelik bu son olaylardan dolayı da Esat yönetimi her gün birçok Kürdü vuruyor, öldürüyor. Peki PKK içindeki bu Suriyeliler oradaki Kürtler için herhangi bir eylem yapmıyor mu? Elbette şiddet eylemi yapsın demiyorum ama PKK'nın, Suriye'deki Kürtler, Baas rejiminin bu kadar baskısı altındayken sessiz kalıp, demokratikleşme yolundaki Türkiye'ye karşı devrimci halk savaşı başlatmaları bana manidar geliyor."
Söyledikleriyle yaptıklarını karşılaştırdığınızda, PKK'nın taşeronluğu ortaya çıkıyor.