Ressam ve siyasetçi Bedri Baykam ile asistanı Tuğba Kurtulmuş, bir şizofrenin bıçaklı saldırısı sonucu yaralandı.
Geçmiş olsun! İnşallah en kısa sürede sağlıklarına kavuşurlar.
Bu vesileyle, bağlantılı bir noktaya değinmek isterim:
Kurumsal "kınama" bildirileri, işin içine siyasi ve ideolojik motifler karıştığında yapılır.
Bu vakada ise neredeyse "suçlu" dahi yok; çünkü fail bir şizofren. Daha önce de iki kişiyi bıçaklamış.
Büyük olasılıkla ceza bile almadan akıl hastanesine konacak. Tedavi edilmeye çalışılacak.
Yani... Baykam ve Kurtulmuş'un başına gelen bu çok üzücü olayın... Çokseslilikle, toplumsal-siyasi şiddetle, hoşgörüyle, kültürel çeşitlilikle hiçbir alakası bulunmuyor.
O halde bu bildiri neyin nesi?
Aklı fikri yerinde insanların, bu çok basit ayrımı yapmaması bana manidar geliyor.
İnsan kuşkulanıyor: Yoksa kınamacılar, saldırının, "fanatik bir dinci" tarafından yapılmasını mı tercih ederlerdi? (Ah, tadından yenmezdi değil mi?)