Geçen gün "Harf/dil inkılabı ve Osmanlıcanın tehciri, kültür ve zihniyet açısından ucube kuşaklar yaratmıştır" dedim (27 Haziran).
Kemalistler yine sinir oldu. Terbiyesizce mesajlar gönderdi bir kısmı. O arada şunu fark ettim:
Bunlar Osmanlıcayı, Arapça sanıyor! Yani zihinlerinde "Osmanlıca eşittir Arapça" gibi bir denklem, bir yanlış bilgi var.
Nasıl eskiden milliyetçiler, solculara, "Komünistler Moskova'ya..." diye bağırırlardı... Bunlar da aynı şekilde, "Arabistan'a git" falan diyor. Arapça yazmamı önerenler de çıktı.
Tam bir aymazlık ve cehaletin yüksek bir örneği ile karşı karşıyayız...
***
Arkadaşlar!
Almanca, Fransızca, İngilizce benzeri, "Osmanlıca" diye ayrı bir ana-dil yoktur. Osmanlıca, Türkçeydi. Saray Türkçesiydi. Tarihsel nedenlerle içinde bol miktarda Arapça ve Farsça kelime vardı.
Gelelim alfabe meselesine... Evet, biz 1928'e dek Arap alfabesi kullandık. Yani Türkçeyi, Arap alfabesi ile yazdık.
Bakın Cem Hoca ne diyor: "Tatarlar ve yakın tarihe kadar Azeriler, dillerini Kiril alfabesiyle... Orta Anadolu'daki Karamanlı Rumlar, Türkçeyi Grek alfabesiyle... Sovyetler dönemine kadar Özbekler, Özbekçeyi Arap alfabesiyle... Anadolu'daki birçok Ermeni topluluğu da Türkçeyi Ermeni hurufatıyla yazmıştır."
Dil uzmanları diyor ki, "Türkçe, tarih içinde 8 ayrı alfabe ile yazılmıştır."
***
Latin alfabesini devrimci, Arap alfabesini gerici sananlar olduğunu duyan Cem Hoca, fizikçi Einstein'ın lafını hatırlamış:
"İki şey sonsuzdur: Kâinat ve aptallık; ama kâinat hakkında pek emin değilim."
Şunların haline bakın: Osmanlıcayı, Arapça sandıkları için, kızdıklarında "Arabistan'a git" diyorlar da; hiçbirinin aklına, "İran'a git... Tahran'a git" demek gelmiyor!
Halbuki Osmanlıcayı zenginleştiren Farsça, çok köklü bir dildir. Bizimkiler 1928'den geriye gidemezken, İranlı bir lise öğrencisi 1200 yıllık metinleri okuyabilir.
Aklıma düşüverdi: "Işıklar içinde yatsın" İlhan Selçuk'un bilgisi de deniz seviyesindeydi. İkide bir, "Fethullah Gülen, niye İran'da değil de, ABD'de" dediğinde, ortaya anlamlı bir soru attığını sanırdı. Gülen ve Şiilik arasındaki derin uçurumu göremezdi.