Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

"PKK silah bırakmadan Kürt hakları verilemez" politikası terk edilmeli

Bugünden geçmişe doğru baktığımızda, Hükümetin "Açılım" politikasında temel bir yanlışın olduğu görülüyor. Bu yanlış stratejiyle ilgili...
Genel kuraldır: Strateji saptanırken, eldeki imkânlar tek bir hedefe yönlendirilir.
Yani önce varılmak istenen temel nokta saptanır.
Ardından da sahip olunan maddi ve manevi kaynaklar, o noktaya ulaşmak üzere konuşlanır ve harekete geçirilir.
Hükümet ise "Açılım" politikasını "iki farklı amaca aynı anda ulaşmak" üzere oluşturdu:
1) Kürt vatandaşlarımızın uğradığı haksızlıkları gidermek...
2) PKK militanlarını dağdan indirmek, örgütü silahsızlandırmak.

* * *

Örneğin TRT 6'nın yayına başlaması, Açılımın birinci ayağına ilişkin bir hamledir. Bu girişime pek az eleştiri geldi.
Sadece Kürtler değil, Türkler de bundan hoşnut oldu.
Niye Türkler "de"?
Çünkü Kürtlerin demokratik haklarına kavuşmasına Türkler karşı değil ki. (Keskin ve kaba milliyetçiler hariç.) Örneğin 1990'larda, "PKK ile mücadele ediyoruz" denilerek, bölgedeki 3 bin köy boşaltıldı, yakıldı, yıkıldı.
Toplamda bir milyon Kürt, evlerinden ve tarlalarından oldu. Sefil bir halde Diyarbakır'a, Mersin'e ve batı illerine göç etti. İstanbul medyasının vicdansız kalemleri, gece yarılarına dek sokaklarda mendil satan, kapkaça ve hırsızlığa alıştırılan Kürt çocukları aşağılık bir dille suçlamıştı.

* * *

Halbuki basitçe, "Bu çocuklar nereden çıktı" diye sorabilir ve bağlantıyı kolayca kurabilirlerdi: Onlar köy boşaltmalarının zehirli meyveleriydi.
Bugün aynı çocuklar, çoğu PKK'nın da denetiminde olmadan, adeta bağımsız hareket ederek, güvenlik kuvvetlerine taş yağdırıyor ve mantık dışı Terörle Mücadele Kanunu'nun sonucu olarak inanılmaz cezalar alıyor.
Cezaevinden çıktıklarında, haliyle soluğu Kandil'de alacaklar. Yani Ankara, kendi eliyle PKK'ya militan gönderiyor.
Türkler böyle bir toplumsal yaranın kanamaya deva etmesini asla istemez... Kürtlerin temel haklarına kavuşmasına hayır demezler.
Kürtleri perişan eden yasa ve uygulamalar olumlu yönde değişmesine Türkler sesini çıkarmaz:
Zaten araştırmalar da bunu gösteriyor. Özetle: Açılımın demokratikleşme ayağında temel bir sorun yok. Özellikle MHP zart zurt eder ama TRT 6 olayında olduğu gibi eleştiriler kısa sürede söner gider.

* * *

Açılımın ikinci ayağı, yani "örgütün silah bırakması" ve "militanların dağdan inmesi" ise farklı bir konu...
Türkler, Habur'daki davul zurnalı karşılamayı kabullenemediler. (Nedenlerini biliyoruz.) O halde "silah bıraktırma ve dağdan indirme", demokratikleşmeden çok farklı yöntemleri gerekli kılıyor.
Belki de bir süre daha "savaşmak" gerekecek.
Bence PKK da, son zamanlarda Kürt halkının taleplerini bir yana bırakıp, kendi derdine düştü: "Bizi affedin. Dağdan ovaya inip siyaset yapalım. Bu arada da liderimiz Apo'nun şartlarını da kolaylaştırın" diyor.

* * *

Eğer bu özetleme doğruysa, Açılımı tekrar ele almak gerekiyor.
Kürt halkının demokratik taleplerinin, hak ve özgürlüklerin gerçekleşmesi için vakit kaybetmeden harekete geçilmeli.
Yani "Önce militanlar dağdan insin, sonra Kürtlerin haklarını veririz" söylemi ve politikası bırakılmalı.
Onun yerine Açılım, tek hedefe odaklanmalı: Demokrasinin de gereği olarak, Kürt vatandaşların kimlik açısından mutlu edilmesi...
Bir de bunu denemekten zarar gelmez.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA