Bir ara ahlakın kökeni hakkında tartışmıştık. Antropologların çalışmaları bize şunu gösterdi: "İlkel" denilenler de dahil, dünyadaki tüm kültürlerde belirli bir ahlak anlayışı vardır.
Bu ahlak kuralları içinde hiç kuşkusuz en önemlisi adalet anlayışıdır. Hemen herkes belirgin bir adalet duygusuna sahiptir.
İnsanlığın bir başka ortak noktası da utanç hissidir. Olumlu değerlere aykırı davrananlar, yaptıkları ortaya çıktığında utanç duyarlar.
Peki, nasıl oluyor da bizim hukuk camiasının zirvelerinde insan doğasına aykırı rüzgârlar esiyor?
Görevi adaleti sağlamak olan bazı kişiler, adaletsiz bir sonuç almak için çabalamakla kalmıyor... Yakalandıklarında, utanıp istifa da etmiyorlar.
İnanılır gibi değil! Ve bunun bir açıklaması olsa gerek.
Acaba hem adalet, hem de utanç duygularına galebe çalan o duygu hangisi?
Nefret mi? Adil davranmayı ve utanç duymayı olsa olsa nefret engeller.
Sizin aklınıza başka bir şey geliyor mu?