Aksiyon dergisi bu haftaki kapak konusunda, 1946'dan günümüze, demokrasi mücadelesini işlemiş. Dosyayı hazırlayan Muhsin Öztürk ile telefonda konuşurken, bir ayrım şekillenmeye başladı. ('Diyalogun gücü' işte!)
Demokratikleşme açısından baktığımızda, askeriye içinde şöyle bir klikleşme görüyoruz:
Bir tarafta "Sol Kemalistler" var. Bunlar eskiden 'Baasçı'ydı. "Ülkeyi doğrudan biz yönetelim" diyorlardı. Şimdilerde Putin'i filan beğeniyorlar. Bir de "Sağ Atatürkçüler" var. Onlara demokrat diyemeyiz. Ancak darbeye karşılar. Vesayeti tercih ediyorlar.
Mesela 'Darbe Günlükleri'nde Yaşar Büyükanıt için "kariyerist" deniyordu. Yani askeriye içindeki geleceğini riske atmak istemeyen kişi...
Herhangi bir darbe, kurumu da allak bullak edeceği için bu gruplar darbe yanlısı değil. "Sivillere höt zöt eder, vesayeti sürdürürüz" diyorlar. Böylece, demokrasiye katkıda bulunmuş oluyorlar. Yanılıyor muyum?