Bugünden yazıyorum: Sakın atlamayın, yarın (pazar günü) SABAH'ı alırken, bayiden mutlaka NEW YORK TIMES ilavesini de isteyin.
Artık okurlarımız her pazar, dünyanın en saygın gazetelerinden NEW YORK TIMES'tan yapılan kapsamlı bir Türkçe derlemeye sahip olacak.
Bu yayın gerçekten önemli...
Çünkü ABD'den Japonya'ya, gelişmiş ülke kökenli şirketlerde 'marka bilinci' gayet yüksektir.
Asla sadece kazanacakları paraya bakmazlar.
Yönettikleri markanın itibarını da korumak için titizlenirler.
NEW YORK TIMES gibi bir markanın SABAH ile işbirliği yapması işte o açıdan da çok önemli.
'İş bilir' Amerikalıların bu ortaklığı her bakımdan tatmin edici bulduğunu gösteriyor.
NEW YORK TIMES'ın Türkiye'de de yayınlanmasını sağlayan tüm arkadaşlarıma kocaman bir bravo!
***
Bu vesileyle
Wall Street Journal (WSJ) olayını hatırlatmak isterim.
1990'ların ikinci yarısında
Milliyet, WSJ ile anlaşmıştı.
Sadece ABD iş çevrelerine değil, İngiliz
Financial Times ile birlikte, dünya girişimcilerine yol gösteren bir gazetedir WSJ.
Hele üç yıldızlı
Michelin lokantalarından
F1 yarışlarına, ilginç konuları "her açıdan" inceleyen makaleleri!..
Olağanüstüdür. İlk cümleyi okuyun bir daha elinizden bırakamazsınız...
Ancak Milliyet o işin devamını getirmedi. WSJ'yi çıkarmakta sebat etmedi.
En küçük bir krizde feda ettiği diğer 'destekçi markaları' (daha doğrusu, henüz markalaşamamış yayınları) gibi WSJ'den de kolayca vazgeçti.
Halbuki bu tip olaylarda sabırlı olmak gerekir. Bir ürünün tüketicinin zihnine kazınarak markalaşması zaman alıyor.
Ama bir kere markalaştı mı, silinmesi kolay olmuyor.
Bunun en güzel örneği SABAH gazetesinin ta kendisi değil mi?
Not: Pazar günü "bizim" NEW YORK TIMES'ı okuyun, inceleyin, salı günü üzerine biraz daha konuşuruz.