Geçen ' 1 Mayıs'ı hatırlıyor musunuz? Hani Anadolu yakasından Rumeli yakasına geçişte köprü tek şeride düşürülmüştü. Tüm araçlar kontrol ediliyordu. Salı günüydü. Millet perişan olmuştu.
Zor zamanlardı. Cumhurbaşkanlığı gerilimi ve Cumhuriyet mitingleri devam ediyordu. Daha üç gün önce 27 Nisan muhtırası yayınlanmıştı.
İstanbul Valiliği ve Emniyeti belli ki provokasyondan korkarak öyle bir tedbir almıştı.
Aldı da ne oldu?
Taksim civarlarında yok yere biber gazı koklayıp ve coplanan insanların (turistler de dahil) kaçışmasını gördük.
İstiklal Caddesi'nin bir ara sokağındaki lokantada eşiyle birlikte yemek yemekte olan adama (ÖDP yöneticilerinden Masis Kürkçügil ), Çevik Kuvvet görevlisinin durup dururken attığı yumruğu ekranlardan izledik.
***
Belli ki geçen yıl epey küfür yiyen Emniyet, bu kez başka bir yola başvurmuştu.
Saat 06.00'dan 14.30'a dek Boğaz Köprüsü'nün bir şeridi kapalıydı. Bir kız korkuluklara çıkmış, köprüden atlamaya hazırlanıyordu. Türklerin aracı yavaşlatıp 'cık, cık' nidalarıyla olayı izleme takıntısını da ekleyin: Korkunç bir trafik sıkışıklığı oluşmuştu.
"Meğer" (!) Polis Haftası için tanıtım filmi çekiliyormuş.
Asıl amaçları farklıydı elbette: Kazlıçeşme'de Nevruz kutlaması vardı ya... Aynı geçen 1 Mayıs'ta olduğu gibi, katılımı hem (çaktırmadan) kontrol etme, hem de zorlaştırma çabasındaydılar.
Köprüden geçebilenler, o anda durumu fark edemedikleri için, " Aa, film çekiyorlarmış " deyip işi üstlenen ' Dinamo Yapım'a kalayı basmışlardır.
Olayın Nevruz ile bağlantısını kuranlar ise " Bıktık bu gösterilerden " diyerek Kürtlere bir kez daha sinir olmuşlardır.
Bir taşla iki kuş.