Gelin Türkiye kar altındayken biraz 'hafif' konulara değinelim. Mesela kelimeler arasında dolaşalım...
Sakat, kör, topal gibi kelimeleri medyada kullanmaktan korkar olduk. 'Altınokta Körler Derneği' gibi kuruluşlar olmasına rağmen, 'görme engelli' ya da 'görme özürlü' diyoruz. Sanki kör desek, 'kaba' addedileceğiz!
Bu arada Takvim gazetesindeki 'Hayat Bağları' adlı köşesinde sakatların sorunlarını dile getiren arkadaşım Cemalettin Gürsoy'dan sakat argosu örnekleri dinledim. Sakata 'hurda', tek gözü görmeyene 'tek farlı', tek ayaklıya 'tek dingilli', bir bacağı kısa olana 'rotu bozuk', kambura da 'tosbağa' diyorlarmış. Tabii 'kendi aralarında' muhabbet ederken! (Siz sakın kullanmayın.)
Not: Türkiye Körler Federasyonu Başkanı Ahmet Cantürk, "Ne engellisi kardeşim, biz engelli ya da özürlü değiliz körüz..." diyor ama dinleyen kim! Bu konudaki yasada bile 'özürlü' kelimesi kullanılıyor.
***
Since... Dikkatinizi çekmiştir, lokantasından cep telefoncusuna, hemen her türlü işyerinin tabelasına ya da reklamına, 'since' (okunuşu 'sins') bilmem kaç, ibaresi konuluyor: 'Since 1908', 'Since 1932' gibi. Halkımız "....'den beri, .....'den sonra" anlamına gelen bu İngilizce kelimeyi pek sevdi. Anladığım kadarıyla, basitçe ve Türkçe 'Kuruluşu...' demek yerine 'since'i kullanarak daha modern, daha Batılı olacaklarını düşünmekle kalmıyor... Aynı zamanda işyerine ekstra bir derinlik, bir tecrübe, bir uzmanlık atfettiklerini de sanıyorlar. Ama tabii 'Since 2003' gibi gülünçlükler etmekten de geri kalmıyorlar.
***
Egomedya... Batıda, özellikle TV ve radyo ile yapılan kitlesel yayıncılığa 'broadcasting' denir. Cep telefonu ve internet gibi yeni iletişim teknolojileri ise bunu iyice dar hale getirdi, bireyselleştirdi. Mesela artık birçok kişi sadece belli türde haberlerin cepteline gelmesini istiyor. Sonuçta da 'egocasting' kelimesi yaratıldı. Bir insanın sadece kendi merak, ilgi, ve zevklerini yansıtan yayınları, haberleri, müzikleri vs. izlemesine, dinlemesine ve okumasına 'egocasting' deniyor. Acaba Türkçe'ye 'egomedya' diye uyarlayabilir miyiz?