Hatırlarsınız... Türkiye'nin koalisyon hükümetlerinden çok çektiğini...
Bu yüzden de yüzde 10'luk seçim barajından yana olduğumu yazmıştım.
Biliyorum: Yüzde 10 barajı, ' katılım'a yani demokrasinin özüne aykırı. Katılım... Evet farklı görüş ve çıkarlar Meclis'e yansımazsa, demokrasi güdük kalır.
Bu konuda en önemli örnek Kürt sorunu... Kürt vatandaşların talepleri bugün Meclis'te doğru dürüst seslendirilemiyor. Ancak Avrupa Birliği'nin itelemesiyle bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.
***
Peki o zaman niye seçim barajından yanayım? Hemen bir noktanın altını çizeyim: Ben bir ' baraj sevdalısı' değilim. Tersine, baraj hiç olmamalı. Ancak benim derdim koalisyon hükümetleriyle.
Koalisyon hükümetlerinin niye kötü olduğunu daha önce yazdığım için, bu konuya tekrar girmeyeceğim.
Hafızasını yitirmemiş herkes koalisyonlar döneminde çektiğimiz sıkıntıları gayet iyi bilir. Tarihimizin en büyük krizlerinden birini, 2001 yılında Ecevit-Bahçeli-Yılmaz koalisyonunda yaşamadık mı? Binlerce kişi işsiz kalmadı mı? Bunlardan bazıları intihar etmedi mi? Koca koca şirketler batmadı mı?
O halde: Koalisyonları engelleyecek bir sistem bulup uygulayalım.
" Böyle bir sistem olsa, başka ülkelerde uygulanır " diyeceksiniz. Doğru, yok. Ama mevcut yapıda yok... Mesela başkanlık ya da yarı başkanlık sistemi düşünülebilir.
Baraj tartışmalarında benim asıl kızdığım kesim ise... 'Demokratlık' kisvesi altında, tek dertleri AKP'yi vurmak olanlar...
Kimler mi?
Mesela Cumhurbaşkanı Sezer ... " Baraj yüzde 7 ya da 8 olmalı " diyor. Sanırsınız ki amacı katılımı artırmak. Halbuki bu oranları telaffuz ederken, Kürt temsilcilerin yüzde 5'i geçemeyeceğini bal gibi biliyor. Yani asıl derdi demokrasiyi geliştirmek değil, bir dahaki seçimde AKP'nin Meclis'te çoğunluğu sağlamasını engellemek.
Mesela Süleyman Demirel ... AKP'nin 2007'deki cumhurbaşkanlığı seçiminde etkin rol oynamasını engellemeye çalışıyor. Olur ya, bir siyasi kriz çıkar, ' kurtarıcı' (!) olarak tekrar Çankaya'ya çıkarılır diye... Bir de samimi olanlar var.
Mesela bazı akademisyenler, " İstikrar için demokrasiden ödün vermeyelim " diyor. Peki, kabul. Ama başta ekonomi olmak üzere; siyasette, dış politikada, iç işlerinde; istikrarı, düzeni, öngörülebilir olmayı nasıl sağlayacaksınız? Türkiye hangi koalisyon döneminde doğru dürüst yönetildi; söyler misiniz? ' Koalisyon ihtimalini azaltan' bir çözüm bulmadan karşımıza çıkmayın.