Üç yıl önce yakınmıştım: Asteğmen Kubilay'ın, 23 Aralık 1930'da Menemen'de Derviş Mehmet tarafından öldürülmesi ve kafasının kesilmesi, yakın tarihimizin en önemli olaylarından biri olarak kabul edilir. Ama ne yazık ki bu konuya ilişkin, 'ciddi, tutarlı, ayrıntılı, tarafsız' bir kitabı piyasada bulmanız mümkün değil.
Bakın şimdi de ne çıktı: Dönemin ABD Elçisi Joseph Grew'un anıları 'Yeni Türkiye' adıyla Türkçe'ye çevrildi. Elçi, ülkesine gönderdiği bir kriptoda 'Kurşunlanarak öldürüldü ama Kubilay'ın kafası kesilmedi' diyor.
Hadi buyurun bakalım.
Hangisi gerçek hikâye?