Müge Elden, Özkan Ulukök ve Sinem Yeygel'in ortak çalışması 'Şimdi Reklamlar'da (İletişim Yay.) ilginç bir bölümle karşılaştım. Soru şu: İnsanlar kitle iletişim araçlarını (siz bunu kısaca TV diye okuyun) niye takip eder? Özetle: TV hangi ihtiyaçlarımızı gideriyor ki böylesine yoğun biçimde izliyoruz?
Meğer liste ne kadar uzunmuş:
1) Eğlendirme, 2) Otorite figürlerini (ünlüleri, iktidardakileri vb.) yüceltilmiş ya da küçültülmüş olarak görme, 3) Güzelin denenmesi, 4) Deneyimlerin paylaşılması, 5) Merakın tatmini ve bilgilendirilmek, 6) Tanrı ile özdeşleşmek, 7) Oyalanma, 8) Duygu katılımı deneyimi, 9) Aşk ve nefret, korku ve üzüntü gibi uç duyguların kontrollü bir ortamda yaşanması, 10) Taklit edilecek modeller bulma, 11) Özdeşlik kazanma, 12) Dünya hakkında bilgi kazanma, 13) Adalet inancının pekiştirilmesi, 14) Romantik aşka inanma, 15) Sihre, mucizelere inanmak, 16) Başkalarının hatasını görme, 17) Düzenin verdiği rahatsızlığı görme, 18) Tarihe katılma, 19) Nahoş duygulardan arınma, 20) Cinsel dürtülerin suç oluşturmayan koşullarda tatmin edilmesi, 21) Cezalandırılmadan tabuları araştırma, 22) Çirkinin deneyimi, 23) Ahlaki, ruhsal ve kültürel değerleri onaylama, 24) Kötüleri eylem içinde görmek. (Tabii insanlar bunların birkaçını aynı anda hissediyor olabilir.
Bu liste bize TV izlemenin ne kadar zengin ve karmaşık bir tecrübe olduğunu gösteriyor. "TV'de gördü, gidip cinayet işledi" gibi kolaycı, yanıltıcı, tek boyutlu haberleri yapanlara duyururum.