Turizmin yoğun olduğu bölgelerde denizi kirleten balık çiftliklerinden söz etmiştik. Bu konuda Ankara'da esaslı bir çekişme var. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe helikopterle balık çiftliklerinin bulunduğu bölgeleri gezmiş ve izlenimlerini, "Görünce insanın içi burkuluyor" diye özetlemişti. Biz de sevinmiştik.
Ancak balık çiftlikleri lobisinin Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'e ulaştığı anlaşılıyor. Bakın Eker ne demiş: "Bunlar devletin ilgili birimlerinden izin alınarak kuruldu. Yani prosedüre uygun. Eğer kanunları, yönetmelikleri ihlal edenler varsa, gereken işlem yapılır."
Biz "Balık çiftlikleri devletten izin alınmadan kuruldu" demiyoruz... "Balık çiftlikleri olmasın" da demiyoruz.
Peki ne diyoruz? Balık çiftlikleri turistik bölgelerden taşınmalıdır. Bu kadar basit.
Bana ne kanuna, prosedüre uygunsa? Bana ne devletin izni alındıysa? Yok bir de alınmasaydı!
Konu o değil. Ortada bir hata var. Hem de vahim bir hata. Bu çiftlikler denizi kirletiyor mu? Evet! Turizme darbe vuruyorlar mı? Evet! Turizme zarar vermeyecekleri bölgelere taşınabilirler mi? Evet! İşte bu kadar basit.
Yanlıştan hemen vazgeçilmeli. Bu sorunun çözümü kolay. İçlerinden birini yok etmen gerekmiyor. Çiftlikleri taşıyacaksın, olacak bitecek. Hem denizi temiz tutacaksın, hem de çiftliklerin üretime devam etmesini sağlayacaksın. Atla deve değil.