Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin bu yılki ağır toplarından biri Tori Amos. Benim 1963 doğumlu sanatçıya karşı özel bir ilgim yoktur. Ancak çok sayıda 'fan'ı olduğunu biliyordum. Zaten konserde de bu ortaya çıktı: Sevenleri birçok parçayı onunla birlikte mırıldandı.
İşte, "Aşkı ve şehveti zihnimizde ayırıyoruz. Hem nazikçe davranan ve çocuklarınızı emanet edecek kadar güven veren; hem de duvara yaslayıp baştan aşağıya yalamaktan çekinmeyeceğiniz bir erkeği bulmak ne kadar da zor..." diyen sanatçının konserinden birkaç izlenim:
* Sahnede iki klavyeli çalgı birden vardı: Bosendorfer marka piyano ve Hammond marka org... Sanatçı bunların arasına otururken çalıp söyledi. Bazen ikisini birden çaldı!
* İyi piyanist olduğunu söyleyen çok. Ancak bu belli olmadı. Bence tuşlara sert biçimde basarak güçlü, etkileyici seslere ulaşmak mümkün.
Oysa piyanistin asıl becerisi, iki nota arasında tuşa dokunmadığı, sessizlik anlarında ortaya çıkar. Mesela Keith Jarrett bu alanda müthiştir (gitarda da Eric Clapton).
* Tori Amos'un Türkiye'ye gelirken Festival yönetimine kök söktürdüğünü duydum. Eminim öyledir! Nevrotik bir kişiliği olduğu belli. Org çalarken elektrik çarptı. Bütün ayarları ve kontrolleri kendi teknisyeni yaptığı için sesini çıkarmadı. Eğer bizimkiler yapsaydı Festival yönetiminin çekeceği vardı!
* ABD'de doğan ama çalışmalarını İngiltere'de sürdüren Amos'un sesi etkileyici, şarkı sözleri ilginç. Parçaları ise birbirini andırıyor! (Ama mesela 'Crucify' gerçekten esaslıydı.)
* Konserden sonra fanlarının Amos'tan geriye kalanları alabilmek için sahnedeki görevlilere yalvarışlarını görmeliydiniz. Derken su içtiği şişe uçtu, geldi ve kapışıldı!