Dünkü yazımdan sonra bir okurumuz aşağıdaki e-postayı gönderdi. Önce okuyalım:
"Yaradılış teorisinin neden dogmatik olduğunu açıklar mısınız? Yoksa evrim teorisine bu şekilde yapışmak mıdır dogmatiklik ve bilim karşıtlığı? Yani, yaradılış teorisine (nitekim bir teori) karşı olmak bilimsellik, evrim teorisine (nitekim bir teori) karşı olmak bilim karşıtlığı? Neden acaba? Hangi pozitivist öngörü buna neden oluyor? Evrimi veya başka herhangi bir teoriyi bu denli tartışmasız hale yani dogma haline getirmek nasıl bir bilimsellik Allah aşkına?.."
Açıklamaya çalışayım.
Yaradılış fikri bilimsel bir kuram (teori) değildir, bir inançtır. İnancın doğruluğu ya da yanlışlığı olmaz. İnanırsın ya da inanmazsın. Nokta!
Buna karşılık bilim 'yanlışlanabilir' kuramlarla işler ve gelişir. Yani bir fikrin bilim olabilmesi için günün birinde birilerinin çıkıp onun yanlış olduğunu gösterebilmesi gerekir.
Bunun en güzel örneği Newton fiziği ile Einstein fiziği arasındaki ilişkidir. Newton'un ortaya attığı fikir kümesi, 'inanç' değil bir 'kuram'dı. Gün geldi Einstein tarafından yanlışlandı. Belki ileride Einstein'ın kuramı da yanlışlanacak.
Yani bilimdeki doğruluk ancak 'şimdilik doğru'dur. Dogma ise her zaman doğru olduğunu iddia eder. Dogmayı sınamak mümkün değildir.
Bir başka örnek: 'Astroloji' bilim değildir çünkü yanlışlanamaz. Buna karşılık 'astronomi' bilimdir çünkü yanlışlanabilir.
İşte bu yüzden evrim kuramı bilimseldir. Dikkat edin: "Evrim kuramı doğrudur" demiyorum. Tam da yanlışlanabileceği için bilimseldir. Yani günün birinde yeni bir kuram onun yerini alabilir. Böylece bilimsel ilerleme sağlanmış olur.
Yine aynı nedenden dolayı 'yaradılış kuramı' tabirini kullanmıyorum, onun yerine 'yaradılış fikri' ya da 'yaradılış inancı' diyorum.
Okurumuzun sandığının aksine kimse Darwin'in ortaya attığı evrim kuramına bir dogma gibi sarılmış değil. Bu kuram da, diğerleri gibi aradan geçen sürede eleştirilip düzeltilmiştir.
Bilim, özellikle de fizik, kimya, biyoloji gibi pozitif bilimler, canlılar da dahil, sürekli değişen evrendeki değişmeyen yasaları araştırır. Eğer 'değişim yoktur' derseniz bilimin dışında kalırsınız.
Yaradılış fikri canlıların değişmediğini öne sürer. Bu nedenle de bilimsel değildir.
Bilim adamı Tanrı'ya inanabilir. Yani evrenin ilahi bir güç tarafından yaratıldığını düşünebilir. Bunda hiçbir sakınca yoktur. Ama aynı bilim adamı laboratuvarında deney yaparken 'dünyaya müdahale eden' bir Tanrı'yı varsayamaz. Çünkü eğer Tanrı olaylara birebir müdahale ediyorsa o zaman evrenin işleyiş yasalarını araştırmanın hiçbir anlamı kalmaz.
Olay budur!