Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Köylülük meselesi

Yaklaşım farkı dikkatinizi çekti mi? 20 Haziran pazartesi günü manşetimiz, SABAH ile TEMA Vakfı'nın Erzurum'un iki köyünde gerçekleştirdiği 'kalkınma projesi'ne ilişkindi. Tesadüfe bakın ki aynı gün Prof. Mehmet Altan yazısında Avrupa Birliği'ndeki köylülük krizinden söz ediyordu. Başta Fransa olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri ekonomideki payı yüzde 5'e düşmüş olan köylülüğü savunuyor, tarıma fon akıtıyorlar. İngiltere ise köylülüğün (ki orada oran yüzde 1) AB tarafından desteklenmesine karşı çıkıyor. Başbakan Tony Blair, "Bırakın bu geri üretim tarzını ve korumacılığı da, ileri teknolojiye dayanan rekabetçi bir sisteme geçelim" diyor.
Hemen hatırlayalım: Avrupa'da bu kapışma sürüp giderken Türkiye'de tarımın payı yüzde 35 civarında. O zaman akla şöyle sorular geliyor: Köylüyü kalkındırma projelerine devam etmeli mi, etmemeli mi?
Bir taraf şöyle diyor: "Devam edelim. Çünkü bu adamlar kente göç ettiklerinde onlara iş bulamıyoruz." Karşı tarafın fikri farklı: "Köye yatırım, sokağa atılmış sermayedir. Parayı kente yönlendirelim. Ayrıca yabancı sermayeyi çekelim."
Bu çok önemli bir tartışma. Çünkü Türkiye'de devlet, Osmanlı'dan gelen yapıyı olduğu gibi devraldı; küçük köylülükle ittifak yaptı, tarımın kapitalistleşmesini ve girişimci sınıfın gelişmesini engelledi. Sanılanın aksine uzun yıllar tarımı fonladı. Ülkemizdeki sert milliyetçilik ve jakobenizm hep bu yapıdan beslendi.
O zaman şunu ciddi biçimde tartışmamız gerek: Köylü hâlâ milletin efendisi olmayı sürdürecek mi?
Kıssadan hisse: Sloganımız çok güzel; 'Bir SABAH çok şeyi değiştirir'. Peki ama neyi ve nereyi değiştireceğiz? Hangi değişiklik daha doğru, daha rantabl, daha fazla geleceğe dönük?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA