İnsanların şirketlerde ya da TV'de konuşmak yapmak durumunda kalması çağdaş yaşamın bir özelli. Eskiden patronlar, müdürler, siyasetçiler, dernek yöneticileri, sunucular, spikerler, şarkıcılar vs. bir topluluk ya da kamera karşısında konuşurdu. Sıradan insanların başına böyle bir olay nadiren gelirdi.
Artık durum değişti. Diyelim ki alışveriş merkezinde yürürken aniden bir mikrofon uzatılıyor... Şirketlerde proje hazırlayanlar bununu topluluk önünde sunuyor...
Peki bu konuşmalar nasıl olmalı? Gelin bir değişiklik yapalım ve olaya tersten bakalım: Dinleyiciyi sıkıntıdan patlamak için neler yapmalısınız?
* Konuşmaya geç başlayın.
* Notlarınızı önceden sıraya sokmadığınız için birkaç dakikayı da böyle kaybedin.
* Toplantıyı düzenleyenlere teker teker, uzun uzun teşekkür edin.
* Kağıttan okuyun.
* Konuşmanızı rakamlara boğun.
* Sakın gündelik hayattan örnekler vermeyin.
* Teknik terimleri art arda dizin.
* Gülümsemeyin.
* Konuşmayı mümkün olduğu kadar uzatın.
* Espri yapmayın.
Eğer bu ilkelere uyarsanız, garanti veririm, sıkıntıdan patlayan, esneyen, size sinir olan bir kitleyle karşı karşıya kalırsınız.
Başarılı olmak içinse formül belli: Yukarıdakileri tersine çevirin.