Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Akıllı politikacılar karikatür dostudur

Hemen şunu belirteyim: Cumhuriyet gazetesinin savunusunu yaptığı siyasete ve ideolojiye katılmıyorum. Hatta karşıyım. Aynı şekilde bu gazetenin bir karikatürcüsü olan Musa Kart'ın çizgileriyle ortaya koyduğu birçok fikir de bana uymuyor.
Ancak Musa Kart'ın, Başbakan Erdoğan'ı "imam hatip okullarını temsil eden bir ip yumağına dolanmış kedi" şeklinde çizdiği için mahkemeye verilmesi... Ve neticede 5 bin YTL cezaya çarptırılması skandaldır!
Musa Kart'ın dava edilmesi de yanlıştır, kanunları bu biçimde yorumlamak da yanlıştır.

***
Gelin olaya karikatürcülerin açısından bakalım... Bu yazıyı kaleme alırken önümde Bedri Koraman'ın 'Siyaset Arenası' adlı kitabı duruyor. Sayfaları çeviriyoruz... Dönemin siyasetini yorumlarken; İsmet İnönü'yü görmeyen, işitmeyen, konuşmayan 'Üç Maymun'a benzetmiş. Süleyman Demirel'i 'kurt', Bülent Ecevit'i 'leylek' olarak çizmiş. Mesut Yılmaz'ı 'yarasa', Erdal İnönü'yü 'köpek balığı', Deniz Baykal'ı 'sırtlan' yapmış.
Peki hakkında hiç dava açılmış mı? Koraman'a kulak verelim: "Hayır; hiç dava açılmadı... Ben hayatım boyunca Demirel ile uğraştım. Onun politikalarına karşı çıktım. Yakınlarını kayırmasını eleştirdim. Ama en çok sevdiği karikatürcü de bendim. Kitabıma önsöz yazdı. Bir röportajda, 'Beni en iyi anlayan kişi Bedri'dir' dedi... 12 Eylül askeri darbe döneminde dahi hakkımda dava açılmadı..."
Ya Musa Kart'ın başına gelenler?.. "Öğrendiğimde, ah, dedim, hemen Başbakanı kedi olarak çizsem. Ne yapacaklarsa yapsınlar! Ama siyasi karikatürü bıraktım. Madem AB'ye gireceğiz, Batı'yı örnek alsınlar. Orada adamlar neler çiziyor. Böyle rezalet olmaz."
Sırada Semih Balcıoğlu var: "İsmet Paşa'yı ne hallere soktuk ama her gördüğünde elimizi sıkar, hatırımızı sorardı... Turgut Özal yeni başbakandı. Ankara'da karşılaştık. Bir derdimizin olup olmadığını sordu. 12 Eylül yönetimi derneğimizi kapatmıştı. Anlattım. Anında Bedrettin Dalan'a emir verdi; bir hafta içinde, hem dernek, hem de karikatür müzesi için yer tahsis edildi. Hayvan çizimleri siyasi karikatürün normal şeklidir. Yeri gelmişken: Kedi çoğu insandan daha dürüsttür!"
Ve Salih Memecan: "Karikatüre hiçbir zaman dava açılmamalı. Karikatür zaten komiklik için, dalga geçmek için yapılıyor. Karikatürün özü abartmadır. Eğer içeriğe, çizgiye filan bakmaya kalkışırsanız karikatürün varlığını tehdit edersiniz. Eğer bir kontrol gerekiyorsa, yayını yönetenler zaten yapıyor. ABD'de Yüksek Mahkeme'nin kararı var: Karikatür yargılanamaz!"

***
Benim görüşüm ise şöyle: Dilde, 'deyimler' bulunur; yani mecazi anlatım biçimleri... Mesela "Ege semalarında it dalaşı" diye yazdığınızda, Türk ve Yunan pilotlara 'köpek' demiş, yani hakaret etmiş olmazsınız.
Karikatürdeki hayvanlar da dildeki deyimlere benzer. Mesela tilki kurnazlığı, eşek inatçılığı, köpek sadakati simgeler. Bunu bilmemek, anlamamak zeka eksikliğine; tahammül edememek ise fikri hazımsızlığa delalettir.
Eğer bir siyasetçi, karikatürcüye dava açıyorsa ya tecrübesizdir ya da işgüzar bir danışmanın kurbanı olmuştur.
Akıllı politikacı, karikatürcünün dostudur. Çünkü bilir ki karikatürcü iyi kötü bir şeyler yapmaya uğraşanı çizer.
Not: Biz bunları tartışırken Musa Kart'ın kardeşi vefat etti. Allah rahmet eylesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA