Fenerbahçe'nin 90 dakikada sergilediği futbol tam bir hayal kırıklığıydı. Organize ataklar gelişmedi. Sayılmayan gol dışında ilk yarı tek pozisyonu yok. İkinci yarı ise sadece iki pozisyon. Buna karşılık Konyaspor'un ilk yarıda kaçırdığı yüzde yüzlük gol. İkinci devrede de attığı birincisi mükemmel, iki gol. F.Bahçe açısından bu olumsuzluğun üç nedeni vardı:
Birincisi Konyaspor'un büyük mücadelesinin yanında bilhassa ilk yarının tamamında ayağa paslarla topa sahip olan Fenerbahçe'ye hücumda devamlılık şansı vermeyişiydi. İkincisi ise Thiam, Samatta ve Valencia'nın fizik açısından iyi gözükmediği gibi aralarında hiçbir diyalog olmayışıydı. Üçüncü en önemli nedeni de Erol Bulut'un yaptığı büyük hatalardı. İkinci yarı nispeten iyi başlamıştı. Ama Cisse'yi oyuna alırken, Pelkas'ı çıkarması büyük hataydı. Eğer Pelkas çıkarılacaksa, Mert Hakan alınmalıydı. Geçen hafta yazmıştım, dört forvete döndüğünde hem Sosa'yı hem de Pelkas'ı oyundan alınca orta saha Gustavo ve Ozan'a kalmıştı. Gökhan da yorulmuştu. Bu hatalı değişiklikleri 10 kişilik Antalyaspor karşısında dahi az kalsın başa iş açıyordu. Dün de aynı şeyi yapınca sonuç böyle oldu. Zaten bu tarz bir dizilişle risk de alıyorsan kendi alanında bıraktığın genişlik rakiplere 'Gol at' demektir.
Konyaspor eksik kadrosuyla müthiş bir mücadele ve disiplin örneği vererek haklı bir galibiyet aldı. Yeri geldikçe vurguluyorum, hakemlerimiz VAR'ı bilmiyorlar diye. Dün de Pelkas'ın mükemmel golü güme gitti. Gol pozisyonunda bana göre el yok. Diyelim ki 'el var' diyenler de olabilir. Ali Şansalan incelemeye çağrıldı. Gitti, sekiz kere seyredip zorlukla bir karar verdi. Bu ne demektir; 'Pozisyon gri'. O zaman VAR karışmayacak. Ama karışmadan duramıyorlar.