Galatasaray'ın şampiyonluk başarısında Fatih Terim'in yarattığı 'kadro istikrarı'nın büyük payı var. 2011-12 şampiyonluğunda da 'omurga-istikrar' ön plana çıkmıştı. Terim, bu sezon tüm kadroyu lig- Avrupa-kupa üçgeninde çok dengeli kullandı. Özellikle kupada güç olarak Galatasaray'ın gerisindeki takımlara karşı bile kadroda derin rotasyonlar yaptı.
Galatasaray bu sezon 3 kulvarda toplam 52 maç oynadı. Tüm kulvarlarda toplam olarak Muslera 45, kiralık Onyekuru 44, Feghouli 40, Mariano 39, Donk 37 maça çıktı. İstikrar adına ligde Muslera 33, Onyekuru 31, Mariano 30, Feghouli 29 maç oynadı.
Terim'in orta alanda ligde kullandığı dörtlüden Fernando 22, Ndiaye 23, Donk 22, Selçuk 22 maçta yer aldı. Joker görevi yapan Linnes ligde 19, tüm kulvarda toplam 33 maç oynadı. Ayrıca skora katkı yapan Linnes'in iki ayağını da dengeli kullanması Terim'in elini çok rahatlattı. Nagatomo ise ligde 17, toplamda 25 maçta görev yaptı. Ceza almadığı dönemlerde Belhanda ligde 24, toplamda ise 34 maç oynadı. Ocak ayında takviye olarak gelen Luyindama'nın ligde 11 maçı var ama Belçika'daki dönemini hesaplarsak toplamda 47 maça çıkmış. Marcao'nun ligde 15 maçı var. Portekiz ligini dahil ettiğimizde 45 maç oynadığını görüyoruz. Oyunu geriden başarıyla kuran sol ayaklı stoper Marcao, Terim'in en doğru tercihiydi. Daha önceki sol ayaklı Ujfalusi modeli Galatasaray'a iki şampiyonluk getirmişti. Ben zaten sol stoperde devşirme türü sağ ayaklı stoperlere karşıyım. Ligde 30 golle kral olan Diagne, Kasımpaşa-G.Saray-Avrupa-Kupa kulvarlarında toplam 36 maç oynamış.
Sonuç; Terim kadro planlamasında Muslera-Onyekuru- Mariano-Feghouli dörtlüsünde ısrarcı olurken diğer oyunculardan en yüksek seviyede verim alınmasını sağladı.
***
Küllerinden doğan anka kuşu gibiyiz
Galatasaray'ın göğüs reklamı sponsoru Nef'in verdiği iftara Sabah Spor Servisi Müdürü Murat Özbostan ile birlikte gittik. Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Başkan Yardımcısı Yusuf Günay ile İkinci Başkan Abdurrahim Albayrak da geceye katıldı. İftarda iki önemli soru vardı: 1- Seçime gidecek misiniz? 2- Nef'le sponsorluk sürecek mi?
Başkan Mustafa Cengiz seçimle ilgili olarak: "Şu anda gelişmeleri bekliyoruz. Galatasaray'ın reenkarnasyonu gibi, küllerinden doğan anka kuşu gibi, maddi ve sportif anlamda tacını geri alması için hizmet eden hizmetçileriz" şeklinde ılımlı bir açıklama yaptı.
Nef'in patronu Erden Timur 3 yılda iki şampiyonluk yaşadıklarını, sponsorluğa devam etmek istediklerini ve yönetimle görüştüklerini dile getirdi. Emre Akbaba'nın transferini Nef yapmıştı. Gecede Balotelli ismi gündeme geldi. Her yöneticiliğinde şampiyonluk yaşayan Abdurrahim Albayrak, Timur'dan bir oyuncunun transferi için söz aldı.
***
Küçük insanların gölgeleri...
Konfüçyüs bakın ne güzel söylemiş: "Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa o yerde güneş batıyor demektir." Galatasaray'a bu sezon kıskançlık krizleri içinde her türlü algı operasyonları yapanlara, hazırlanan rapora imza attıklarını söyleyecek cesaretten uzak kişilere karşı en güzel noktayı Fatih Terim koydu: "Bir kulüp başkanı çıkıyor. Günahımızı alıyor, camiasını tatmin etmek için şov yapmaya kalkıyor. Biz adı geçenlerin pek çoğuyla rakip bile değiliz. Aynı şeyleri hiç yaşamadık. Aynı yollarda bile yürümedik. Benzer başarılarımız da yok. Üstelik rütbemiz bile farklı. Hak yiyip, gak diyenlere, inancımızı daha çok artıranlara tekrar geçmiş olsun." Terim'in söylemlerinin alt yazısı benim anlayışıma göre şöyle: "Sorunun kendinde olduğunu anlamak istemeyen insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur."
***
Uğurcan Tozlu'nun dramatik hikâyesi
Sivas-G.saray maçını yöneten hakem Zorbay Küçük "Proje hakem" konusunda Yusuf Namoğlu'nun MHK'sinin keşfettiği genç bir hakem. Zorbay Küçük'ü yakından izliyorum ve çok beğeniyorum. Küçük'ün ideal bir fiziği var. Çok koşuyor, pozisyonlara hep yakın oluyor. Zorbay Küçük'ün hakem dünyasına kazandırılmasında Namoğlu'nun MHK'sinde görev yapan eski hakemlerinden Kadir Tozlu'nun büyük payı var. Küçük'ün hakemliğinin perde arkasında dramatik bir olay yatıyor. Kadir Tozlu'nun oğlu Uğurcan Tozlu puan olarak Zorbay Küçük'ün önünde bulunuyor. Uğurcan Tozlu hakem olmayı hak ediyor. Ancak Yusuf Namoğlu MHK'si baba Kadir Tozlu'nun kurul üyeliğini düşünüp "Torpil yapıldı demesinler" hassasiyeti içinde Zorbay'ın öncelikle hakem yapılmasına karar veriyor, Uğurcan için de "3 ay sonra hakem olur" kararını alıyor. Ankara Hukuk Fakültesi mezunu olan ve şimdi Mersin'de başarılı bir avukatlık yapan, İngilizceyi ana dili gibi konuşan, bir dönem Mersin İdmanyurdu ve İçelspor'da top koşturan, 1.90 boyundaki Uğurcan Tozlu ani bir kararla "Hakemliği bıraktım" diyor. MHK üyeleri Mersin'e gidip "Kararını geri al. Çok başarılısın. UEFA senin gibi hakemler istiyor" diyor. Ama Uğurcan Tozlu ikna edilemiyor. Yeni TFF başkanı ve MHK Başkanı Sabri Çelik ile yönetimi Uğurcan Tozlu'yu hakem dünyasına kazandırmak için bence çaba göstermeli.