Kewell, Galatasaray'da oynarken tarihe geçen şu sözü söylemişti: "Futbol Türkiye'de Galatasaray'a karşı oynanan bir oyundur." Galatasaray bu sezon, rakiplerinin başarılı olmaması için yarattığı algı operasyonuna rağmen tarihinin en önemli şampiyonluğuna imza attı. Fatih Terim ile öğrencilerinin, Başakşehir'e karşı 8 puan geriye düştükleri anda bile vazgeçmeyen kazanma duyguları, inançları bu şampiyonlukta etken oldu. Yeri geldi, hocası ve oyuncuları yüksek cezalar aldı, yeri geldi başkana 150 gün ceza kesildi. Rakiplerinin algı operasyonu yetmezmiş gibi, camiadaki bazı kişiler yönetimi idari yönden ibra etmeyerek, Galatasaray takımına darbe vurmaya çalıştı. Tüm bu olumsuzluklara rağmen başta Muslera olmak üzere, Feghouli, Onyekuru, Linnes, Fernando, Mariano, Luyindama, Marcao ve diğer tüm oyuncu grubu tekmeye kafa koydu. Sahada yüreğiyle mücadele etti. Ve şampiyonluğu tırnaklarıyla kazıyarak aldılar. Başakşehir maçında kazanılan başarıda Türk Telekom'u dolduran her zamanki cefakar seyircinin payı da büyüktü. Ama Türkiye'nin en iyi kompakt futbolunu oynayan takıma karşı devreye skor olarak geride girip, ikinci yarıda ikisi sayılmayan dört gol atan G.Saraylı oyuncuların ortaya koyduğu refleks büyük takım olmanın göstergesiydi. G.Saray'ın genlerinde her zaman finalleri kazanma özelliği vardır. Başakşehir'i de ligi buraya taşıdığı için kutlamak gerekir. Ama büyük takım olamadığınız sürece, taraftara ve medyaya sahip olamadan bu tür finalleri kazanamazsınız. 22'nci bu anlamlı ve kıymetli şampiyonluk, rakiplerinin moralini bozacağı gibi G.Saray'ı da kâra geçirdiği için bu ortamda ciddi bir ekonomik destek sağlayacaktır. Emeği geçen herkesin eline ve yüreğine sağlık..