İzmir'de bir ilk yarı oynanıyor, inanılmaz derecede kötü. İki takım da ne pas yapabiliyorlar ne defans ne de hücum yapıyorlar. Yani al birini vur ötekine… İkinci yarı yine öyle başlıyor. Diğer karşılaşmalarda olduğu gibi bir kaleciye pas hatası, yine kalecinin rakibini ısrarla kovalamaması, defans hatası ve yenilen gol. Daha doğrusu Güven Yalçın bütün bu hataları affetmiyor, akıllı bir vuruştan golü yapıyor.
Ne zamana kadar gidiyor bu durum, Altay Teknik Direktörü Mustafa Denizli iki oyuncuyu birden oyuna alana kadar… Bu dakikadan sonra Altay, biraz üst lig takımı olduğunu anlıyor. Ayağa pas yapıyorlar, kontrollü hücum ediyorlar ve sonunda da golü buluyorlar. Maç böyle biter diyoruz ama Altay, akıllı bir hücumla skoru 2-1 yapıyor.
Şunu anlamak mümkün değil; Altay'da 6 sakat, Beşiktaş'ta maç öncesi 11 eksik. Maç içinde de sakatlananlarla birlikte 13 oldu ve bunların geneli adale sakatlığı. Bu işlerde üç şey vardır. Birincisi; antrenman zemininin hatası, ikincisi; futbolcunun kendine bakmaması, üçüncüsü ise yanlış antrenman. Bunların başka bir izahı olamaz. Bakalım bazı takımlarda bunların sebepleri açıklanacak mı?
Fırat Aydınus bu kötü maçı futbolcular kadar kötü yönetmedi. Verdiği penaltıda VAR doğru iş yaparak kararı değiştirdi.
Şu iki gündür seyrettiğim maçlarda bir tek Konyaspor-Trabzonspor maçında futbolculara hakkımı helal ediyorum. Diğerlerine kesinlikle hayır. Aslında hakkımı derken yanlış kelime kullanıyorum. 'Harcadığım zamanı' diye cümleyi kurmam lazımdı.