Futbol, iyi izleyen ve analiz edenler için bu karşılaşma ibretlik derslerle dolu.. Özellikle büyük yıldız havasına girip sonrasında kayıp giden kuyruklu yıldız muamelesi gören futbolcular için... Manuel Fernandes'den bahsediyorum. Bir zamanlar Beşiktaş taraftarının sevgilisiydi.. El üstü nde tutulur dört tribünden 4 başı mamur çağrılır ve alkışlanırdı.. Önce aklı gitti, sonra kontrolü.. Yıldız kayması sendromuyla gittiği Lokomotiv Moskova'da yeniden dönme hayalleri kurduğu İstanbul'un eski kadar sıcak ve sempatik olmadığını dün Beşiktaş taraftarı hatırlattı...Gomez, Gökhan Töre, Quaresma.. Tribünlere çağıran taraftar eski tavırlarının aksine Fernandes'e tavır koydu... Portekizli oyuncu, çıkarken de ıslıklandı...
Beşiktaş Moskova'dan beraberlikle dönmenin, Lokomotiv de lider olmanın rahatlığıyla oyuna kontrollü başladı. İlk 45 genelde risk almadan orta sahada üstünlük kurma gayreti ön plana çıktı. Siyah-beyazlı takım gol için daha istekli ve atakları daha ön plandaydı. Şenol Hocanın 11'i adaletli ve yüzü galibiyete dönük bir 11'di. Ancak ilk yarı Sosa biraz daha lider ve etkili olabilse top beklemekten yorulan Gomez skor tabelasını değiştirebilirdi. Ama bu mümkün olmadı.
Şenol Güneş beklenen hamleyi Quaresma'yı ikinci yarının başında oyuna alarak yaptı. Bu hamle sonuç verdi. Quaresma klasına yakışır bir gol atarak yıldızını patlattı... Golden sonra aksayan Sosa'nın yerine Necip'in girmesi de isabetliydi. Ancak futbolda bazen doğru iyiyi getirmiyor.. Orta sahayı kapatalım derken Beşiktaş defans dörtlüsünde açık verdi. Manuel Fernandes'in de hazır "üretemiyor" denilerek kenara alındığı maçta üst üste bireysel hatalar Niasse'nin ayağından beraberlik golünü getirdi. Beşiktaş'ı bu beraberlik yakmaz! Eğer beraberliğe yanılacaksa bu maça değil Moskova'daki maça yanılsın. Sonuç şu; 3 puan yok, yarışta 3 takım var.. Soru da şu; kendi sahanda maç kazanmayacaksan nasıl lider olacaksın?