Şenol Güneş, Moskova'da şimdiye kadarki en ofansif 11'ini sahaya sürdü. Bu kadro sahaya galibiyet için çıktığının en açık göstergesiydi. İlk yarı her iki takım oyunu orta sahaya sıkıştırdı. O kadar kontrollü ve dikkatliydiler ki birbirlerinin hatasını beklediler. Top çevirmeyi ve birbirlerinin üzerine yüklenmeden golü ikinci yarıya havale etmeyi tercih ettiler.
İkinci yarıda ilk hamle Beşiktaş'tan geldi.
Gökhan Töre maçın kader anını hızı, yeteneğiyle kendi çizdi, beceriksiz vuruşuyla yine kendi bitirdi! Niasse ile Beşiktaş'ın kalesini yoklayan Lokomotiv aradığı açığı ve hatayı 55'te buldu. Taç atışında Beck topu dibindeki Sosa'ya veriyor. Baştan aşağı özgüven eksikliği.. Sosa'nın aklı faulde kalmış topu artistik bir hamle sonucu kaybediyor. Sorumsuzluk örneği... Niasse soldan giriyor, rahatça ortasını yapıyor. Kademe eksikliği... Bir pozisyon bu kadar üst üste hatayı kaldırır mı? Kaldırmaz!
Maicon golünü attı ve Lokomotiv üst üste hataların ödülünü aldı.
Şenol Hoca'nın golün ardından hemen Sosa'yı çıkarıp yerine Necip'i alması doğru bir karardı. Güneş, Gomez'in golünden sonra Cenk'i oyuna alırken Gökhan yerine Quaresma'yı çıkarabilirdi.
Gomez 3. topla buluşmasında "Gol nasıl atılır" dersi verdi. Top karmaşık pozisyonda bu kadar temiz nasıl köşeye bırakılır gösterdi. Siyah-Beyazlı takım bu gollerden daha fazlasını görmek istiyorsa kendinden önce Gomez'e şut ve pozisyon imkanı vermeli. Corluka'ya çıkan kırmızı doğruydu. Bunda Beşiktaşlı oyuncuların takım olma bilinci ve birbirinin arkasında durmasının da payı var. Beşiktaş zorlasa 10 kişi kalmış rakibi karşısında galibiyete ulaşabilirdi. Bu soğuk atmosferde deplasmandan 1 puanla dönmek başarısızlık değil başarıdır. Beşiktaş bu sonuçla gruptan çıkma karakterini ortaya koymuştur.