F.Bahçe İstanbul'da Molde'ye yenildi sesi Arnavutluk'tan duyuldu! Sonucu öğrenen Siyah-Beyazlı takım, futbolcular "Biz de bir kazaya uğramayalım" düşüncesiyle psikolojik otokontrol yaptı. Sezon başından bu yana oluşan ofansif alışkanlığının dışına çıktı. Bu tablonun oluşmasında rotasyonun ve Necip'le 4-2-3-1'e dönmesin etkisinden de bahsedebiliriz. Ancak cezalı Olcay'ın yerine Quaresma, Gomez'in yerine Cenk, Gökhan'ın yerine Kerim, Tosic'in yerine İsmail'in oynadığı bir takımda bütün dağınıklığı rotasyona fatura edemeyiz.
Cenk&Quaresma maçın başında golü atsa ya da Sosa'nın golünden sonra Siyah-Beyazlı oyuncular, özellikle Sosa atak organizasyonlarında daha kararlı ve gol pozisyonlarında becerkli olsa Beşiktaş 1-0 stresini yaşamaz, erkenden farka ulaşabilirdi. Bir Avrupa maçında 5-6 gol pozisyonu bulmak başarılı bir istatististiktir, yeterince değerlendirmemek beceriksizce fırsat tepmektir.
Beşiktaş'ın orta sahasındaki dağınıklık ve güçsüzlük ikinci yarı daha çok hissedildi. Atiba yorgun, Necip garip kaldı. Kenarlardan fazla yardım almamalarının bu görüntüde payı büyük. Daha önceki maçlarda hissedilen takım oyunu ve sorumluluk paylaşımından bireyselliğe kayış hissedildi. Dün birçok oyuncunun eksiği vardı. Sahanın yıldızı bana göre Rhodolfo. Doğru pozisyon alışı, yerinde müdehaleleri ve topu rakiplerinden "tereyağından kıl çeker gibi" alışı ile mükemmel bir performans ortaya koydu. Bu kadar fizikte bu kadar incelik!.. Hakikaten üzerinde durulacak bir konu..
Beşiktaş'ın 1-0'dan fazlasını bulma gücü ve şansını yakalamasına rağmen Avrupa Kupası'nda gruba deplasman galibiyetiyle başlaması ülkemiz adına alkışlanacak bir durum. F.Bahçe'nin kendi evinde kaybederek bizleri üzdüğü günün akşamında bize düşen deplasmandan 3 puan çıkaran Şenol Güneş ve takımını kutlamaktır..
Beşiktaş bu sene de geçen seneki ritmini yakalarsa Türkiye'nin Avrupa'ya açılan penceresi olabilir..