Zirvedeki çekişmede ilk gol haberi Galatasaray'dan geldi, ikincisi Karagümrük'ten. Birden bire nehirler ters akmaya başladı. Kadıköy'de İrfan Can'ın kaçırdığı gol sırasında, arka adalesini tutmasıyla birlikte, akıntıya karşı gitmeye çalışanlara Fenerbahçe de eklendi. İki kere gelen Sivasspor, bir tanesinde fileleri bulunca, bir kez daha son hafta şampiyonluk kaybetmekten kurtuldular
Galatasaray yenilgisiyle inanç erozyonu geçirip, paniğin ziline basan Beşiktaş'ın, kırılma maçında kazanacak oyuna sahip olmasına rağmen, kaliteyi üretememesi yenilgiyi getirdi. Aboubakar'ın eksikliğine, doğru anda, doğru vuruşu yapacak oyuncuyla topu sadece bir kere bir araya getirebildiler. Karagümrük'ün klasik oyunu içinde ters kanada atılan uzun toplarla pozisyonlarını bulduğunu ekleyelim. 10 kişi kaldıktan sonra galibiyet golünü de buldular.
Fenerbahçe'nin de yenilgisi benzer nedenlerle. Heyecan ve coşkuya, sakinliği ve aklı eklemedikleri sürece, çözüm bulmayı bırakın, sorunları yaratırsınız. Gökhan'ı da, Caner'i de geride tutup, rakibin kontrasına önlem almak akıllıca. Ama golleri yerleşmiş defansta yedi Fenerbahçe. İkinci yarı pastan vazgeçip, uzun toplara döndüklerinde zaten sonucu kabullenmişler, karşı koyacak oyun gücünü de yitirmişlerdi.
Bir rüyanın, ellerinde tutabilecekleri şampiyonluğun yine kenarındaydılar. Bu kez son maçta değil, bir öncesinde rüyadan uyandılar. Son hafta iki rakipleri yenilecek, onlar kazanacak mucizeyi yaşayacaklar. Kısacası; geçmiş olsun… Üç penaltı kullandığı maçta, Denizlispor karşısında farkı açmak için son dakikaları bekledi Galatasaray. Beşiktaş'ı yakalaması için en az dört farklı kazanması lazım, çünkü rakibi de kazanmak için atmak zorunda.
Puan hesabı, gol sayısı, VAR kararları… Gerilimi yönetmeyi bilen Fatih Terim, kendi gençlerini "çömez çıkarmak" üzere…