Mukaddimesinde 522 yılı kurban bayramında (Aralık 1128) telifine başlandığı belirtilen eserin müellifi hakkında bilgi verilmemiş, bu sebeple kitap farklı kişilere nisbet edilmiştir. Kureşî ve İbn Kutluboğa gibi ilk Hanefî tabakat yazarları, altı cilt olduğunu belirttikleri eserin müellifi olarak Ebû Abdullah Yûsuf b. Ali b. Muhammed el-Cürcânî'yi göstermekte, bu bilgi daha sonraki Hanefî tabakat kitaplarında da tekrarlanmaktadır. Ancak Takıyyüddin et-Temîmî ve Leknevî'nin de işaret ettikleri gibi (eṭ-Ṭabaḳātü's-seniyye, vr. 567a; el-Fevâʾidü'l-behiyye, s. 231) eserin telif tarihi göz önüne alındığında Cürcânî'nin Kerhî'den (ö. 340/952) ders aldığına dair bu eserlerde verilen bilginin yanlış olduğu anlaşılır. Ḫizânetü'l-ekmel'in kaynakları arasında Kerhî'den bir asır sonra yaşamış kimselerin eserlerinin bulunması da bunu teyit etmektedir. Bu hata, kimliği hakkında başka bilgi bulunmayan Cürcânî'nin muhtemelen, Kudûrî'nin hocası Ebû Abdullah Muhammed b. Yahyâ el-Cürcânî ile (ö. 398/1008) karıştırılmasından ileri gelmiştir (Temîmî, vr. 567a). Ḫizânetü'l-ekmel'in yazma nüshalarının üstünde müellifin künyesi bazan Ebû Abdullah, bazan Ebû Ya'kūb olarak verilmiştir. Kâtib Çelebi de künyesini Ebû Ya'kūb olarak kaydetmektedir (Keşfü'ẓ-ẓunûn, I, 702). Yalnız Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki bir nüsha ile (Yenicami, nr. 413-415) Brockelmann'ın haber verdiği bazı nüshalarda (GAL Suppl., I, 970) eser Ebü'l-Kāsım Ali b. Hüseyin b. Muhammed ez-Zeynebî'ye (ö. 543/1149) nisbet edilmektedir. Fakat kaynaklarda Abbâsî Halifesi Müsterşid-Billâh tarafından kādılkudât tayin edildiği belirtilen Zeynebî, bir süre vezir nâibi olarak da görev yapması sebebiyle Sadrülekmel veya Ekmel diye tanınmakla birlikte (Kureşî, II, 568; Zehebî, XX, 207-208; İbn Tağrîberdî, V, 282; Temîmî, vr. 33a) böyle bir eserinden bahsedilmemesi dikkat çekicidir. Ayrıca İbn Kutluboğa bu eserin Ebü'l-Leys es-Semerkandî'ye, Edirneli Mehmed Kâmî de Ekmel diye bilinen İbnü'z-Zehebî'ye nisbet edilmesinin yanlışlığına işaret ederek gerçek müellifinin Cürcânî olduğunu belirtmişlerdir (Tâcü't-terâcim, s. 318; Mehâmmü'l-fukahâ, vr. 68b).
Ḫizânetü'l-ekmel'in bir kısmı eksik olan on beş kadar yazma nüshası tesbit edilmiştir (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 1627, Molla Çelebi, nr. 101, Hâlet Efendi, nr. 131, Ayasofya, nr. 1146, Şehid Ali Paşa, nr. 769-770 [ilk cildi eksiktir], Esad Efendi, nr. 678-680, Reîsülküttâb, Mustafa Efendi, nr. 327-329, Cârullah Efendi, nr. 633-637, Yenicami, nr. 413-415 [bu nüshanın IV. cildi Esad Efendi, nr. 680'de kayıtlı olup yazma bununla tamamlanmıştır]; Nuruosmaniye Ktp., nr. 1518, 1519; Bankipûr Hudâbahş Ktp., nr. 1617; Taşkent Doğu Araştırmaları Enstitüsü Ktp., nr. 3488; Dârü'l-kütübi'z-Zâhiriyye, el-Fıkhü'l-Hanefî, nr. 9116, III. cilt; ayrıca bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 970). Bunlardan tezhipli olan Fâtih, Hâlet Efendi ve Nuruosmaniye nüshaları özellikle anılmaya değer. Eserin "Kitâbü'l-Vaḳf" bölümü ayrıca Süleymaniye (Reîsülküttâb, Mustafa Efendi, nr. 1159, vr. 87b-114b) ve Köprülü (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 689, vr. 277a-301b) kütüphanelerinde kayıtlı birer mecmua içinde yer almaktadır.
Müellif mukaddimede, Hanefî âlimlerinin kaleme aldığı eserleri gözden geçirince bu kaynaklardaki farklı bilgilerin bir araya getirildiği kapsamlı bir kitabın özellikle fetva verenler için büyük bir ihtiyaç olduğunu görerek bu eseri yazmaya karar verdiğini belirtir. Kitabın yaygın olanlar yanında nâdiren meydana gelen olaylarla ilgili hükümleri de ihtiva edeceğini, Hanefî imamları ile sonraki ulemâya ait önemli eserlerin özünü oluşturacağını söyler ve başta Hâkim eş-Şehîd'in el-Kâfî'si olmak üzere başvurduğu kaynakları şu şekilde sıralar: İmam Muhammed'in el-Câmiʿu'l-kebîr, el-Câmiʿu'ṣ-ṣaġīr ve ez-Ziyâdât'ı, Hasan b. Ziyâd'ın Kitâbü'l-Mücerred'i, el-Münteḳā (Hâkim eş-Şehîd'in olmalı), Kerhî'nin el-Muḫtaṣar'ı, Şerḥu Muḫtaṣari'ṭ-Ṭaḥâvî (Cessâs'ın olmalı), Ebü'l-Leys es-Semerkandî'nin ʿUyûnü'l-mesâʾil, Fetâvâ ve el-Muḫtelef'i, Hassâf'ın Edebü'l-Ḳāḍî ve el-Ḥiyel'i, Nâtıfî'nin el-Ecnâs, er-Ravża ve Fetâvâ'sı, Bakkālî ve Kādî Sâid'in Fetâvâ'ları, Ebü'l-Usr Fahrülislâm el-Pezdevî ve İsbîcâbî'nin Şerḥu'l-Câmiʿi'ṣ-ṣaġīr'leri, müteferrik bazı konularda Cessâs'ın Aḥkâmü'l-Ḳurʾân'ı, İbn Semâa ve Hişâm b. Ubeydullah'ın en-Nevâdir'leri, Hilâl b. Yahyâ'nın Aḥkâmü'l-vaḳf'ı.
Klasik fıkıh kitaplarının genel tertibine göre düzenlenen Ḫizânetü'l-ekmel'in alt başlıklarında müellifin mukaddimede işaret ettiği gibi klasik tertibe uyulmamış, belli bir konuyla ilgili bilgileri bir araya getiren bablar yerine tek kelimelik başlıklar altında (cum'a, gusl, cenâze, i'tikâf gibi) gerekli görülen bilgilere yer verilmiştir. Ebû Hanîfe'nin yanında talebelerinin görüşlerinin de kaydedildiği bir fetva kitabı mahiyetinde olan eserde deliller belirtilmemiş, sadece ana bölümlerin baş tarafında konuyla ilgili âyetler zikredilmiştir. Birçok kitabın muhtevasını özetleyen bir eser olması bakımından önem taşıyan Ḫizânetü'l-ekmel'in sonunda Hz. Peygamber'in hayatı ve Hulefâ-yi Râşidîn dönemiyle ilgili kronolojik bilgi verilmiş, ardından sahâbe tabakatı, kurrâ, tâbiîn fukahası, tâbiîn zâhidleri, tâbiîn kumandanları, ilk usûliyyûn (kelâmcılar), tâbiînden sonra gelen mezhep sahibi imamlar ve diğer fukaha ile Ehl-i beyt fukahasına kısaca yer verilmiştir.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi