Dedesi Ebû İshak es-Sâbî edebiyatçı, kâtip, şair ve tarihçi; dayısı Sâbit b. Sinân tarihçi, hekim ve matematikçi idi. Ebû Ali el-Fârisî, Ali b. Îsâ er-Rummânî ve Ebû Bekir Ahmed b. Muhammed el-Harrâz gibi âlimlerden ders alan Hilâl es-Sâbî, Bağdat'ta Dîvân-ı İnşâ reisliği yapan dedesi Ebû İshak es-Sâbî'nin yanında yetişti. Büveyhî Hükümdarı Samsâmüddevle döneminden itibaren daha küçük yaşta divanda dedesinin yanında çalışmaya başladı. Bahâüddevle'nin hükümdarlığı döneminde Vezir Fahrülmülk Ebû Gālib Muhammed tarafından Dîvân-ı İnşâ'nın başına getirildi. Vezirin 407 (1016-17) yılında Sultânüddevle tarafından öldürülmesine kadar onun himayesinde müreffeh bir hayat sürdü. Fahrülmülk kendisine 30.000 dinarlık bir servet bıraktı.
Sâbî ailesinden İslâm'ı kabul etmiş ilk kişi olan Hilâl b. Muhassin'den nakledildiğine göre 399'da (1008-1009) rüyasında gördüğü Hz. Peygamber'in daveti üzerine müslüman olmuş, fakat Müslümanlığını bir süre gizlemiş, 403 (1012) yılında Resûl-i Ekrem'i üçüncü defa rüyasında görünce onun isteğiyle müslüman olduğunu açıklamıştır (İbnü'l-Cevzî, VIII, 177-179). Vezir Fahrülmülk, İslâmiyet'i kabul ettiği için kendisine kıymetli elbise ve 200 dinar gönderdi. Ancak o, Müslümanlığı için dünyevî bir karşılık beklemediğini söyleyerek bunları reddetti. Yaşadığı döneme dair bilgi ve gözlemlerini kaydeden dikkatli bir tarihçi, Arap dili ve edebiyatında mâhir, belâgat sahibi ve usta bir kâtip olan Hilâl b. Muhassin 17 Ramazan 448'de (28 Kasım 1056) vefat etti. Hatîb el-Bağdâdî kendisinden hadis yazdığını ve onun sadûk bir râvi olduğunu kaydeder (Târîḫu Baġdâd, XIV, 76). Sâbî, Şiî âlimi Şerîf el-Murtazâ ile yakın dostluk kurmuş, onun vefatından sonra bir mersiye yazmıştır. Bağdatlı hıristiyan hekim İbn Butlân ile de dost olmuş, İbn Butlân, Bağdat-Kahire seyahatine dair izlenimlerini onun isteğiyle kaleme alarak kendisine göndermiştir. Tarihçi ve edebiyatçı Garsünni'me, Hilâl es-Sâbî'nin oğludur.
Eserleri. 1. Kitâbü'l-Vüzerâʾ (Aḫbârü'l-vüzerâʾ, Tuḥfetü'l-ümerâʾ fî târîḫi'l-vüzerâʾ). Abbâsî vezirlerinden İbnü'l-Furât el-Âkūlî ve İbnü'l-Cerrâh Ali b. Îsâ başta olmak üzere Ebû Ali Muhammed b. Ubeydullah b. Yahyâ b. Hâkān, Hâmid b. Abbas ve İbn Mukle gibi vezirlerden bahseden eser, Cehşiyârî ve Ebû Bekir es-Sûlî'nin aynı konudaki kitaplarının bir devamı olarak telif edilmiştir. Kitapta Mu'tazıd-Billâh, Müktefî-Billâh ve Muktedir-Billâh yanında dönemin diğer halifeleri ve devlet adamlarına da yer verilmiştir. Bir kısmı günümüze ulaşan eseri Henry F. Amedroz (Leiden 1904), Abdüssettâr Ahmed Ferrâc (Kahire 1958) ve Hasan ez-Zeyn (Beyrut 1990) el-Vüzerâʾ ev Tuḥfetü'l-ümerâʾ fî târîḫi'l-vüzerâʾ adıyla yayımlamıştır. Mîhâîl Avvâd, çeşitli kaynaklarda bu eserden yapılan alıntıları bir araya getirip Aḳsâm dâʾiʿa min Kitâbi'l-Vüzerâʾ adıyla neşretmiştir (Bağdat 1367/1948). 2. Rüsûmü dâri'l-ḫilâfe. Bağdat hilâfet sarayındaki protokol kuralları ve resmî yazışmalara dair olup dönemin idarî yapısı hakkında bilgi vermesi, bazı önemli belgeler ihtiva etmesi ve müellifin gözlemlerini yansıtması dolayısıyla ayrı bir değer taşımaktadır. Mîhâîl Avvâd tarafından yayımlanan eseri (Beyrut 1964, 1406/1986) Elie A. Salem bazı notlar ilâvesiyle İngilizce'ye tercüme etmiştir (Rusūm Dār al-Khilāfah: The Rules and Regulations of the ʿAbbāsid Court, Beyrut 1977). 3. Kitâbü't-Târîḫ. Dayısı Sâbit b. Sinân'ın Taberî'nin Târîḫ'ine zeyil olarak yazdığı, 295-365 (908-976) yıllarını ihtiva eden eserin zeyli olup 360-447 (970-1055) yıllarını kapsamaktadır. Kırk cilt olduğu rivayet edilen eserin (Sehâvî, s. 314) çok az bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Büveyhî Hükümdarı Bahâüddevle döneminin 389-393 (999-1003) yıllarını içeren bu bölüm, Henry F. Amedroz ve David S. Margoliouth tarafından İbn Miskeveyh'in Tecâribü'l-ümem'i ile birlikte neşredilmiş (Kahire 1337, IV, 334-460), daha sonra İngilizce tercümesiyle beraber tekrar yayımlanmıştır (The Eclipse of the Abbasid Caliphate, Oxford 1921, VI, 359-489). Kahire neşrinin 1969 yılında Bağdat'ta ofset baskısı yapılmıştır. Eser Tecâribü'l-ümem'in Ebü'l-Kāsım İmâmî tarafından yapılan neşrinde de yer almaktadır (Tahran 1407/1987, VII, 395-528). Sâbî'nin oğlu Garsünni'me, 448-479 (1056-1086) yıllarını anlatan ʿUyûnü't-tevârîḫ adlı eserini babasının bu kitabına zeyil olarak kaleme almıştır. İbnü'l-Kalânisî'nin Dımaşk tarihine dair kitabını Sâbî'nin eserine veya bu eserdeki Dımaşk'a dair kısma zeyil olarak yazdığı kaydedilmektedir (DİA, XXI, 99). İbnü'l-Kıftî, Sâbî'nin saraydaki görevi dolayısıyla edindiği tecrübe, birçok olayın şahidi olması ve resmî belgelere ulaşabilmesi bakımından eserinin önemli olduğunu belirtmekte ve kronolojik tarih okumak isteyenlerin Taberî ve Sâbit b. Sinân'ın kitaplarından sonra onu okumalarını tavsiye etmektedir (İḫbârü'l-ʿulemâʾ, s. 110). Sâbî'nin bu eseriyle Tuḥfetü'l-ümerâʾsının aynı kitap olarak gösterilmesi (bk. Şeşen, s. 68) doğru olmamalıdır. Tuḥfetü'l-ümerâʾnın Kitâbü't-Târîḫ'le değil Kitâbü'l-Vüzerâʾ ile aynı olduğu görülmektedir. 4. Ġurerü'l-belâġa. Müellifin edebiyat ve belâgatta ulaştığı seviyeyi gösteren eserde yirmi bir temel konu kısa cümleler, edebî sanatlar ve secili bir üslûpla ele alınmış, ayrıca özel ve resmî mektuplara, çeşitli anekdotlar ve şiirlere yer verilerek inşâ sanatının güzel örnekleri ortaya konulmuştur. Vezir Ebû Mansûr Hibetullah b. Ahmed el-Fesevî'ye ithaf edilen kitapta işlenen konular arasında devlet başkanlığı, fetihler, antlaşmalar ve biat yanında tebrikleşme, tâziye, hediyeleşme ve dostluk gibi hususlara da yer verilmiştir. Eser beş yazma nüshası esas alınarak Muhammed ed-Dîbâcî tarafından neşredilmiştir (Muhammediye 1409/1988). Kalkaşendî, Ṣubḥu'l-aʿşâ adlı eserinde bu kitaptan faydalanmış ve bazı resmî yazı örnekleri vermiştir. Sâbî'nin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: Kitâbü Aḫbâri Baġdâd, el-Emâs̱il ve'l-aʿyân ve münteda'l-ʿavâṭıf ve'l-iḥsân, Kitâbü Meʾâs̱iri ehlih, Kitâbü'r-Resâʾil, Kitâbü's-Siyâse, Kitâbü'l-Küttâb. Hatîb el-Bağdâdî Târîḫu Baġdâd'ında, Rûzrâverî Ẕeylü Tecâribi'l-ümem'inde, Ebü'l-Ferec İbnü'l-Cevzî el-Muntaẓam'ında, Yâkūt el-Hamevî Muʿcemü'l-üdebâʾ ve Muʿcemü'l-büldân'ında, İzzeddin İbnü'l-Esîr el-Kâmil'inde, Sıbt İbnü'l-Cevzî Mirʾâtü'z-zamân'ında, Kalkaşendî Ṣubḥu'l-aʿşâ'sında ve İbn Tağrîberdî en-Nücûmü'z-zâhire'sinde onun bir kısmı günümüze ulaşmayan eserlerinden yararlanmıştır.
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ