Baharla birlikte alerjik hastalıklar da kendini göstermeye başladı. Ağaç, yabani ot ve tahıllar aracılığıyla yayılan polenler, alerjik hastalıkların artış sebepleri arasında sayılıyor. Ayrıca küresel ısınma da diğer sebeplerden biri olarak dikkat çekiyor. Özellikle astım hastalarının, alerjik bünyeye sahip kişilerin ve çocukların; bahar mevsiminde yaşanabilecek alerjik hastalıklara dikkat etmesi gerekiyor. Uzmanlar, alerjiyle ilgili bilgi verdi...
Uzm. Dr. Mübeccel Akman/ Göğüs Hastalıkları Uzman
Üst solunum yolu alerjisi tedavi edilmezse alerjik astım hastalığı riski artıyor
Bahar mevsiminin gelmesiyle birlikte çocuklarda alerjik hastalıklar daha sık görülmeye başlar. Bahar alerjisi; alerjik nezle, astım ve göz alerjisine sebep olabilir. Bahar alerjilerinden en önemlileri ise mevsimsel alerjik rinit, alerjik astım ve polen alerjisi gibi hastalıklardır. Çocukluk çağında görülen astım, yüzde 90 oranında alerjik kökenli oluyor. Ev içindeki alerji yapıcı maddelerin bronşlarda hassasiyet yaratması; sıcak-soğuk hava değişimi, egzersiz, solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal kokular, hava kirliliği ve sigara dumanı gibi uyarıcılar ile temas, astımın ortaya çıkışını tetikliyor. Bunların yanı sıra alerjik olunan maddeye aşırı maruz kalmak da öksürük, hırıltı, nefes darlığı belirtilerine yol açabiliyor. Üst solunum yolu alerjisi tedavi edilmediğinde alerjik astım hastalığı riski belirgin olarak artıyor.
Prof. Dr. İpek Akman/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Doğru beslenme, solunum yolu enfeksiyonu riskini azaltır
Solunum yolları enfeksiyonları, enfeksiyonun yerleştiği bölgeye göre üst ve alt solunum yolları enfeksiyonları olarak ikiye ayrılır. Üst solunum yolu enfeksiyonu dediğimizde kulak, burun, boğaz bölgesi enfeksiyonlarını, alt solunum yolu enfeksiyonları dediğimizde ise bronşitler ve zatürre dediğimiz enfeksiyonlar kastedilir. Nezle, boğaz ağrısı, kulak ağrısı ve ateş gibi bulguların olabileceği üst solunum yolları enfeksiyonları çoğunlukla viral hastalıklardır ve antibiyotik tedavisine gerek duyulmaz. Bu gibi durumlarda hasta dinlenmeli ve beslenmesine dikkat etmelidir. Tüm solunum yolu enfeksiyonları için önemli olan, başlangıçta kişinin vücut direncini yüksek tutmasıdır. Vücut direnci düştüğü zaman enfeksiyon ilerleyebilir, olaya eklenen bakteriler enfeksiyonu ağırlaştırabilir. Alt solunum yolu enfeksiyonlarında; öksürük ve göğüste yanma hissi, balgam çıkarma, nefes darlığı gibi şikayetler görülebilir. Genel durum bozukluğu, aşırı halsizlik ve ateş önemli bulgulardır. Enfeksiyonu olan çocuğun uzman bir doktor tarafından değerlendirilmesi ve tedavisinin planlanması çok önemlidir.
ANNE SÜTÜ KORUR
Büyüme ve gelişme çağındaki çocuğun beslenme alışkanlıkları, hangi besinlerle beslendiği çok önemlidir. Beslenme bozuklukları, bağışıklık sistemi zayıflatarak sık enfeksiyonlara yol açabilir. Özellikle 1 yaşına kadar anne sütü ile beslenmiş bebekler, sütteki koruyucu hücreler ve antikorlar sayesinde daha az enfeksiyon geçirirler. Daha ileriki yaşlarda; tüm besin gruplarını dengeli oranlarda içeren, yaşa uygun beslenme programı bünyeyi güçlü tutar. Sağlıklı beslenen kişinin sürekli vitaminleri alması gerekli değildir. Bilimsel açıdan vitaminlerin solunum yolları enfeksiyonlarına karşı koruyucu bir özelliği olduğu gösterilmemiştir. Ancak vücutta birtakım vitaminlerin eksik olduğu saptanırsa vitamin kullanılabilir. Vitaminleri doğal gıdalardan almak daha yararlıdır. Zayıflık gibi aşırı kilo da pek çok soruna yol açar. Obez çocuklarda da enfeksiyonlara yatkınlık artmıştır.
ÇOCUKLARI BAHAR ALERJİLERİNDEN KORUMAK İÇİN 5 ALTIN ÖNERİ!
Ebeveynlerın, çocuklarını bahar alerjilerinden koruyabilmek için şunlara dikkat etmesi gerekir:
Alerjik hastalıklar genellikle ani hava değişimlerinde ortaya çıktığından, çocuklar bu dönemlerde mevsim şartlarına uygun giydirilmelidir.
Terleyen çocuğun kıyafeti değiştirilmelidir.
Hijyen, alerjik enfeksiyonlardan korunmak için basit ve etkili yöntemlerden biridir. Çocuğun ellerini sıkça yıkamak onu enfeksiyonlara karşı koruyacaktır. Ebeveynler olarak sizler de çocuklarınıza yalnızca el ve yüzünüzü yıkadıktan sonra temas etmelisiniz.
İyi ve dengeli beslenmek de bağışıklık sisteminin güçlenmesi için önemlidir. Yoğurt, kefir ve probiyotik içeren besinler bağırsak florasını desteklerken, taze meyve ve sebzeler de bağışıklık sistemini güçlendirir.
Ayrıca kapalı mekanlar ve alışveriş merkezlerinden uzak durup güneşli havalarda yarım saat yapılacak yürüyüşler de hem çocuklar, hem yetişkinler için oldukça faydalıdır.
ÇOCUK BESLENMESİNDE OLMAZSA OLMAZLAR...
Çocuklar, her gün iki-üç bardak süt veya süt ürünü tüketmelidirler. Hiç süt içmeyen bir çocuk eğer yoğurt veya ayran tüketiyorsa, süt tüketimi için zorlanmamalıdır.
Çocukların gün içerisinde tüketmesi gereken et miktarı ortalama 100 gr. kadar olmalıdır. Bu durum çocuğun yaşına ve kilosuna göre değişebilir.
Çocukların beslenmelerinde en gerekli olan besin türü sebzelerdir. Çocuğa sebze-meyve yedirirken mümkün olduğunca çeşitlilik sağlanmalı, aynı zamanda mutlaka mevsimine uygun sebze ve meyveler tercih edilmelidir.
Başta ekmek olmak üzere diğer karbonhidrat kaynakları da çocukların beslenmesinde önemli bir besin grubudur. Sadece yetişkinler değil, çocuklar da beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmekleri tüketmeli, haftada iki gün kurubaklagil yemelidir.
Çocukların sıvı ihtiyaçlarını mümkün olduğu kadar sudan karşılamaları sağlanmalıdır.
Çocukların beslenmesinde karşımıza çıkan en büyük sorunlardan biri fastfood yiyecekler ve abur cuburlardır. Yiyecekleri evde hazırlamak çok daha sağlıklı olur. Çikolata, bisküvi, gofret gibi atıştırmalıkların yerine meyve, evde yapılmış az yağlı kurabiye, kekler tercih edilmelidir.