Uzm.Klin.Psk. Merve Tokgöz
Uzm.Klin.Psk. Merve Tokgöz
Yakınını kaybetmiş bir çocuğa ölüm haberi nasıl verilmeli?
11.02.2023 | Cumartesi

Ülkece yastayız. Deprem felaketi sonrası enkaz altında kalan, ailesini kaybeden çok fazla insan var. Çok fazla vefat haberi almaya başladık. Bunlardan bazıları aileniz, bazıları tanıdıklarınız olabilir. Ölüm belki de hakkında konuşulması en zor konulardan biri. Hele deprem gibi sebeplerle gelişen ani ölümler diğerlerine kıyasla daha travmatik etkiye sahiptir. Hem çocuklara hem yetişkinlere bu süreçte nasıl yaklaşmanız gerektiğini anlatmak istiyorum.

ÇOCUKLARA ÖLÜMÜ ANLATMAK…

Kayıplar çocuklardan gizlenmemeli, konuşma geciktirilmemelidir. Bu yas sürecini uzatır. Çocuklara yakınlarının ölüm haberi mümkünse çocuğun daha önceden tanıdığı, güvendiği biri tarafından verilmelidir. Çocuklar yaş gruplarına göre bu kayıplara farklı tepkiler verebilir. Bu tepkiler dikkate alınarak sonraki destek süreci planlanmalıdır. Çocuklar da yetişkinler gibi yas tutar. Yas dönemini sağlıklı geçirebilmeleri için gelişim dönemlerine göre ölümü nasıl algıladıklarını bilmek gerekir.

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARA ÖLÜM NASIL ANLATILIR?

Çocukların 5 yaş öncesinde ölüm olayını gerçekçi değerlendirmesi beklenemez. Bu yaş için ölüm bir çeşit uyku ve hareketsiz kalma durumudur.

0-2 yaş arasında sadece sevdiği kişiden ayrı kalma ve kaygı şeklinde algılanan ölüm, 2-5 yaş aralığında kaybedilen kişinin geri döneceğine inanılan bir durum olarak yorumlanır. Bu nedenle 0-2 yaş çocuğuna yapılması gereken beslenmesine ve fiziki ihtiyaçlarına özen göstermek, rahatlatıcı ninni ve şarkı söylemek, oyuncak vermek ve sıkça fiziksel temasta bulunmak yas sürecinde tedavi edicidir.

Bu dönemde çocuğu yetişkinden ayıran özelliklerden biri çocukların ben merkezcil, büyüsel, somut düşünceleridir. Ben merkezcil düşüncenin temeli, her şeyin onlarla ilgili olduğuna dair inançlarıdır. Yani depremin oluşundan, birinin ölümünden kendilerini sorumlu tutabilirler. Örneğin, annesinin ölüm sebebinin, kendisinin yaramaz bir çocuk olduğu için, onu üzdüğü için olduğuna inanabilir. Büyüsel düşünce, aklından geçen düşüncenin gerçekleştiğine inanmasıdır. Yani çocuk biri ölmeden önce o kişiye kızmış ve yok olmasını istemişse, bunun kendi düşünceleri yüzünden olduğuna inanabilir. Somut düşündüğü için de canlı cansız ayrımı yapamaz. Ölünün üşüdüğünü, yalnız kaldığını ven üzüldüğünü, acıktığını düşünür.

Bu yaş çocuğu ölüme hiç tepki vermeyebilir, haberi duymamış gibi yapabilir. "Ben ne yapacağım, kimle kalacağım, geri dönecek mi?" gibi sorular sorabilir. Bu sorular cevap verseniz bile tekrarlanabilir.

Her defasında kısa, tutarlı ve aynı yanıtlar verilmelidir. Anlamayacağı detaylı açıklamalardan kaçınmak gerekir. Kaybettiği yakınının fotoğraflarına bakabileceği, onunla yaptığı güzel anıları hatırlayabileceği söylenebilir. Üzülmesin diye kaybı konuşmamak daha ciddi sorunlara yol açar.

OKUL DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLARA ÖLÜMÜ ANLATMAK…

6 yaş ve üstündeki çocuklar artık ölümü anlayabilir. Geri dönüş olmadığını bilir. Bu nedenle endişeleri daha fazladır. Yine kendini suçlayabilir, ölümün nasıl bir şey olduğunu sorgulayabilir. Yapılmasın gereken, sorulara gerçekçi yanıtlar vermek, tutarlı olmak, ağlamasına ve konuşmasına izin vermek, durdurmaya çalışmamak, konuşmak istemiyorsa zorlamamaktır. Çocuklara ölümü anlatırken ölen kişinin geri dönmeyeceğini, ölümün vücut fonksiyonlarının durması anlamına geldiğini (yani ölenin artık göremez, duyamaz, dokunamaz, koklayamaz, yiyemez, hissedemez ve hareket edemez olduğunu) söylemek gerekir. Ölen kişinin acı çekmediği, acıkmadığı, üşümediği vurgulanmalıdır.

"Ölmek Ne Demek? Sorusuna nasıl cevap verilmelidir?

"Ölmek, bir insanın hayatının sona ermesi demektir. Bitkiler, hayvanlar ve insanlar ölürler. Ölünce beden artık hareket edemez, düşünemez, hissedemez. Artık geri gelmez. Biz yanına, onun isminin yazdığı mezarına ziyarete gidebiliriz. Ama bizi göremez, biz de artık onu göremeyiz. Buna alışmak çok zor biliyorum. Onu özlediğinde bana söyle, belki fotoğraflarına bakabiliriz, videolarını izleyebiliriz. Kendini geri gelmeyeceği için kötü hissedersen gel bana sarıl, birlikte olalım." Şeklinde cevap verilebilir.

Çocuklara ölümü anlatırken ruh sağlığında tehlike yaratabilecek bu cümleler kullanılmamalıdır

  • Toprağa girip yok oldu,
  • Derin veya ebedi bir uykuya daldı,
  • Allah çok sevdiği için yanına aldı,
  • Gökyüzüne çıktı,
  • Senin her yaptığını artık görüyor, seni izliyor.
  • Çocuğa ölüm haberini verdikten sonra yanında hiçbir şey yokmuş gibi rahat davranmak da bağırarak kendini yerden yere atarak ağlamak da sakıncalıdır.

Hangi yaş grubu olursa olsun yakınını kaybetmiş kişilere karşı bu cümleler kullanılmamalıdır.

  • En azından sen hayattasın
  • Daha kötüsü de olabilirdi
  • Tüm aileni kaybedebilirdin
  • Ağlama güçlü ol
  • Her şey düzelecek
  • Ölenle ölünmez
  • Sen şanslıydın kurtuldun
  • Konuş anlat ağla rahatlarsın (zorlama)
  • Haline şükret
  • Keşke şöyle yapsaydın
  • Üzülme bu kaderindi

Bu cümleler, toplumda destek olma amaçlı yaygın kullanılan kalıplardır. Fakat kişiye iyi gelmemekle beraber durumu daha da zorlaştırır. Yakınını kaybetmiş birine destek olmak istiyorsanız "duygularını paylaşıyorum, ne zaman istersen senle konuşabilirim, şuan neye ihtiyacın var?" gibi cümleler kurabilirsiniz. Bazen hiçbir şey söylemeseniz bile ona sarılabilir, elini tutabilir, sadece yanında durabilirsiniz.

Şefkatli ve anlayışlı bir ses tonu iyileştiricidir. Herkesin acıyı yaşama şekli farklıdır. Kimseye nasıl hissetmesi gerektiğini söylemeyin. "Ağlama, ağla, üzülme, üzül de rahatla" gibi cümleler kurmamalısınız. Özellikle gereksiz olumlu teklin vermekten kaçınmalısınız. "Her şey düzelecek, unutacaksın, çok güzel bir hayatın olacak, eskisi gibi güleceksin" gibi cümleler kişiye kendini suçlu hissettirebilir.

İster çocuk olsun ister yetişkin herkes kayıpların arkasından acı ve üzüntü hisseder. Bu duyguların ortaya çıkması günler, haftalar, aylar hatta yıllar alabilir. Böyle bir durumda acının yaşanabiliyor olması sağlıklıdır. Hissedilenleri bastırmak, yok saymak, gizlemek iyileşmenin önündeki engeldir. Yas, tedavi edici bir unsurdur.

Biliyorum karşınızdaki kişinin acısının azalmasını istiyorsunuz ama yakınını kaybeden kişinin kaygılarını yok edemezsiniz, acısını dindiremezsiniz. Sadece bu durumun üstesinden gelmesine yardımcı olabilirsiniz.

SON DAKİKA SON DAKİKA