Şiddet kelimesi sözlükte birçok kavram ile açıklanmaya çalışmıştır. Bizim bugün inceleyeceğimiz şekline en yakın anlamı ise TDK'de şöyle geçmektedir: Kaba güç- duygu veya davranışta aşırılık.
Şiddetin yalnızca fiziksel olmadığını; cinsel, psikolojik, ekonomik, dijital, ısrarlı takip ve flört şiddeti gibi türlerinin de bulunduğunu bilmek farkındalığımızı etkileyecektir. Ne yazıktır ki günümüzde pek çok kadın şiddete veya şiddete maruz kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Söz konusu şiddet; anne, baba, eş, sevgili, abla, abi, kardeş, çocuk tarafından uygulanabileceği gibi hiç tanımadığımız birinin şiddetine maruz kalmak da ihtimaller dahilindedir. İster kamusal ister özel alanda meydana gelsin; fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik acı veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma kadına şiddet tanımının içine girmektedir.
Hiçbir kadının şiddete maruz kalmadığı günlerin gelmesi umudu ile bugün yukarıda bahsi geçen türden bir şiddete maruz kaldığımızda ne yapmamız gerektiğini açıklayacağız. Öncelikle şiddet mağduru ya da şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar; şikayet için kendilerine en yakın emniyet merkezine veya savcılığa başvurabilirler. Karakola veya savcılığa başvuran kadının ifadesi alınacak ve soruşturma başlatılarak gerekli işlemler yürütülecektir. Savcılık, söz konusu iddianın yargılama gerektirdiğine karar verir ise iddianame düzenleyerek kamu davası açacaktır. Savcılık, aile içi şiddet tespit ettiğinde şikayet şartı aranmaksızın koruma kararı verilmesi için Aile Mahkemesine başvuruda bulunacaktır. Ancak bu koruma kararını almak için savcının başvurusunu beklemek zorunlu değildir. Söz konusu talep ve başvuruların tümü harçtan muaftır. Yani hiçbir ücret ödemeden koruma kararı alabilirsiniz. Aciliyet ve önemi sebebi ile aile mahkemesince tedbir taleplerine çok kısa sürede yanıt verilmektedir. Tüm bu tedbirler AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN ile güvence altına alınmıştır.
2012 yılında yürürlüğe giren Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin önlenmesine Dair Kanun; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Gelin bu kanun aracılığı ile şiddetin önlenmesi hususunda hangi hukuki yollara başvurabileceğimizi hep birlikte inceleyelim.
Kanun koyucu başvurulabilecek hukuki yollar için koruyucu tedbir ve önleyici tedbir olmak üzere ikili bir ayrıma gitmiştir. Koruyucu tedbirler; şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadın, çocuk, aile bireyleri hakkında uygulanırken önleyici tedbirler şiddeti uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişi hakkında uygulanmaktadır. Koruyucu tedbirler; hem mülki amirler hem de hakimler tarafından alınabilmektedir. Ancak önleyici tedbirlere yalnızca hakimler karar vermektedir. Ayrıca koruyucu tedbir kararları alabilmek için herhangi bir delil veya belge aranmamaktadır. Önleyici tedbir kararlarının ise geciktirilmeden verilmesi gerekmektedir. Kanun koyucunun bu ayrımından yola çıkarak şiddet gören bir kadının başvurabileceği yolları tek tek inceleyelim.
1- MÜLKÎ AMİR TARAFINDAN VERİLECEK KORUYUCU TEDBİR KARARLARI
Şiddete maruz kalan kişi, şiddetten veya şiddet tehlikesinden kurtulmak için mülki amirliklere yani valilik, kaymakamlık ve belediyelere başvuru yapabilmektedir. İlgili kurumlara yazılı veya sözlü başvuru imkanı bulunmaktadır. Valilik, kaymakamlık ve belediyeler, şiddete maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kadını korumak için şu gibi tedbirler uygulamaktadır.
a) Kendisine ve gerekiyorsa beraberindeki çocuklara, bulunduğu yerde veya başka bir
yerde uygun barınma yeri sağlanmak
b) Diğer kanunlar kapsamında yapılacak yardımlar saklı kalmak üzere, geçici maddi
yardım yapmak.
c) Psikolojik, meslekî, hukukî ve sosyal bakımdan rehberlik ve danışmanlık hizmeti
vermek
ç) Hayatî tehlikesinin bulunması hâlinde, ilgilinin talebi üzerine veya kendiliğinden geçici koruma altına almak
d) Gerekli olması hâlinde, korunan kişinin çocukları varsa çalışma yaşamına katılımını desteklemek üzere dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki aylık süre ile sınırlı olmak kaydıyla, on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının yarısını geçmemek ve belgelendirilmek kaydıyla Bakanlık bütçesinin ilgili tertibinden karşılanmak suretiyle kreş imkânının sağlamak
2- HÂKİM TARAFINDAN VERİLECEK KORUYUCU TEDBİR KARARLARI
Şiddete maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kadınlarımız Aile mahkemesine yapacakları yazılı veya sözlü başvuru ile aşağıda belirtmiş olduğumuz koruyucu tedbirleri talep edebilirler. Pratikte sözlü başvurunun uygulanabilirliği kalmadığından yazılı dilekçe ile başvuru yapmanızı tavsiye ederiz. Yazılı dilekçe ile daha hızlı ve kesin sonuçlar alabileceğinizi belirtmekte fayda var.
a) İşyerinin değiştirilmesi
b) Kişinin evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı yerleşim yeri belirlenmesi
c) Gerekli şartların varlığı hâlinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması
ç) Korunan kişi bakımından hayatî tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde ve ilgilinin aydınlatılmış rızasına dayalı olarak kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi
3-HAKİM TARAFINDAN VERİLECEK ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARLARI
Şiddet uygulayan ya da uygulama tehlikesi bulunan kişi hakkında şiddeti bertaraf edecek önleyici tedbirleri alabilmek için aile mahkemesine yazılı veya sözlü başvuru başvuru yapmak mümkündür. Aile mahkemesi hakimleri, maruz kalınan veya kalma tehlikesi bulunan şiddeti bertaraf etmek için şu gibi kararlar alabilmektedir.
a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük
düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması
b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek
konutun korunan kişiye tahsis edilmesi
c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması
ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin
refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması
d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına,
tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına
yaklaşmaması
e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi
f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi
g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi
ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle
zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi
h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde
kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları
yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve
tedavisinin sağlanması
ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması
Yukarıda incelemiş olduğumuz koruyucu ve önleyici tedbirlerin tümünün harçtan muaf olduğunun ve kısa sürede sonuç alınacağının altını çizmekte fayda var. Ancak önemle belirtmek gerekiyor ki yukarıda bahsettiğimiz durumlarda kaldığınızda tüm bu aşamaları anlamakta ve ilerletmekte zorluk çekeceğinizi düşünebilirsiniz. Bu durumda bir avukata başvurabileceğiniz gibi bir avukattan yardım alacak maddi güce sahip olmadığınızda ise bulunduğunuz ilin barosuna başvurup adli yardımdan yararlanmak istediğinizi beyan ettiğinizde ve maddi durumunuzun yetersiz olduğunu evraklar ile ibraz ettiğinizde baro size bir avukat atayacaktır. Hukuki yola başvurmamızı gerektirmeyecek; huzurlu, mutlu, sağlıklı ve güvenli günlere…