Çocuklarda ağız sağlığının korunması konusuna, özellikle son on yılda 2-11 yaşları arasındaki çocuklarda süt dişlerinde çürük prevalansının artması sebebiyle daha fazla önem verilmeye başlanmıştır.
"KALICI DİŞLERİN DE ÇÜRÜMESİNE NEDEN OLABİLİR"
EÇÇ, çürüğün çok tehlikeli bir formudur, dental erüpsiyondan hemen sonra başlamakta, düz yüzeylerde gelişmekte, hızlı bir şekilde ilerlemekte ve dentisyonda kalıcı bir etki bırakmaktadır. Bebeklerde ve yeni yürümeye başlayan çocuklarda süt dişlerini etkileyen çürükler daimi dişlerin de çürümesine sebep olmaktadır. Süt dişleri sadece çiğneme ve sindirim konusunda önemli bir rol oynamakla kalmamakta, aynı zamanda çocuğun büyüme ve gelişimine de katkı sağlamaktadır. Süt dişleri aynı zamanda yerlerine gelecek daimi dişler için yer koruyucu görevi görmektedir.
Ne yazık ki, birçok çocuk 12 ay gibi erken bir dönemde çürük ile karşılaşmaktadır. Bu yaştaki çocuklarda çürük genellikle üst çene ön kesici dişlerde başlamakta, daha sonra köpek dişleri ve birinci azı dişleri etkilenmektedir. Bu dişlerde görülen diş çürüğü, çocukta kronik ağrı, enfeksiyonlar ve diğer hastalıklara neden olabileceğinden genel sağlık için çok önemlidir. Etkilenen çocukların yaşam kalitesinde yaşıtlarına oranla azalma gözlenmektedir.
"DEĞİŞECEK DİYE CİDDİYE ALMAMAK BÜYÜK HATA"
Süt dişlerinin tamamen değişecek olması nedeniyle bu dişlerde oluşan problemlerin ciddiye alınmaması yapılabilecek en büyük hatadır. Çünkü süt dişleri çiğneme ve beslenmeyi sağlayarak büyüme ve gelişime yardımcı olmaktadır. Süt dişlerinde meydana gelen sorunlar, büyüme ve gelişimin olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır.
Süt dişleri çene kemiğinin büyümesinde doğru bir akış sağlar sonrasında bu dişler, yerlerine sürecek olan daimi dişlerin yerlerini korur. Süt dişleri aynı zamanda konuşma açısından son derece önem taşımaktadır. Özellikle ön dişlerin eksikliğinde birçok ses tam olarak söylenemez. Ayrıca ön dişlerin eksikliği, çocuklarda ciddi bir estetik kaygı oluşturabilir, beraberinde birçok psikolojik soruna neden olabilir. Süt dişlerinin travma, çürük, ektopik erupsiyon (dişin normal olmayan bir pozisyonda çıkması) ya da diğer sebeplere bağlı erken kayıplara aynı zamanda kayıplara neden olan, istenmeyen süt ve daimi diş hareketlerine sebep olabilmektedir.
"600 MİLYONDAN FAZLA ÇOCUĞU ETKİLİYOR"
EÇÇ önlenebilir olmakla birlikte, günümüzde dünya çapında 600 milyondan fazla çocuğu etkilemekte ve büyük oranda tedavisiz kalmaktadır. Bu hastalığa sahip olan çocukların ve ailelerinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemekte ve topluma gereksiz bir yük oluşturmaktadır.
Erken Çocukluk Çağı Çürüğü, diğer çürük türleri gibi, biyofilm (plak) aracılığı ile başlayan, şeker varlığında sürebilen, çok faktörlü olarak kabul edilen, diş sert dokularının demineralizasyonu ve remineralizasyonu arasındaki dengenin bozulması ile ortaya çıkan dinamik bir hastalıktır. Diş çürüğü, bireyin çevresiyle ilişkili biyolojik, davranışsal ve psikososyal faktörlere bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.
EÇÇ, kardiyovasküler hastalık, diyabet ve obezite gibi aşırı şeker tüketimine bağlı olarak görülen ve bulaşıcı olmayan diğer hastalıklar ile ortak risk faktörlerine sahiptir. Aşırı miktarda şeker tüketimi, dişe tutunan bakterilerden uzun süreli asit üretimine ve oral mikrobiyotanın bileşiminde ve biyofilm pH'sında bir değişime neden olmaktadır. Bu durum devam ettiğinde diş yapıları demineralize (diş için gerekli minerallerin çözülmesi) olmaktadır.
Çürük risk değerlendirmesi, birey olarak hastalarda veya çocuk gruplarında yeni çürük lezyonları gelişme olasılığını ortaya koyarak bu süreçte yardımcı olur. Bir çocuk için çürük risk değerlendirmesi, diş çürüklerinin önlenmesi ve yönetimini yönlendiren önemli bir unsurdur. Toplum düzeyinde çürük risk değerlendirmesi ise, halka yönelik girişimlerin tasarımında yol gösterici olabilir ve en çok ihtiyacı olanlara zaman ve kaynaklar ayrılmasını kolaylaştırabilir.
"ERKEN ÇOCUKLUK ÇAĞI ÇÜRÜĞÜNÜ ÖNLEMEK İÇİN 3 AŞAMA"
Birincil önleme, ebeveynlerin/bakım verenlerin ve sağlık çalışanlarının ağız-diş sağlığı okuryazarlığının geliştirilmesini, çocukların içecek ve yiyeceklerden serbest şeker tüketiminin sınırlanmasını ve günlük olarak fluoridden yararlanmanın sağlanmasını içermektedir.
İkincil önleme, başlangıç çürük lezyonlarının kavitasyon oluşmadan etkili bir şekilde kontrol altına alınabilmesi amacı ile, daha sık yapılan fluorid vernik uygulamaları ve çürüğe duyarlı görülen azı dişlerine pit ve fissur örtücü uygulamalarından oluşmaktadır.
Üçüncül önleme ise, kaviteleşmiş (oyuk haline gelmiş) çürük lezyonlarının ilerlemesinin durdurulmasını ve dişleri ağızda fonksiyonda tutmaya yönelik operatif işlemleri içermektedir.
Çok küçük çocuklar koruyucu alışkanlıkları yeterince kazanamadıysa ve bu çocuklarda EÇÇ geliştiyse tedavi edici yaklaşım uzman bir diş hekimi tarafından uygulanmalıdır, çünkü EÇÇ'nin tedavisi hastalığın agresif doğasından dolayı her hasta için spesifik olabilir. Antikaryojenik (çürük önleyici) ajanların kullanımı çürük gelişim ve ilerleme riskini azaltmaktadır. Hastalığın boyutu kadar hastanın gelişim dönemi ve anlama kapasitesi de tedavi seçeneklerini etkilemektedir.
"ERKEN ÇOCUKLUK ÇAĞI ÇÜRÜKLERDEN KORUNMA YÖNTEMLERİ"