60 yaşındaki Gajtani, ülkesindeki farklı şehirlerin sahillerinden toplamış olduğu taşları sanat eserine dönüştürüyor. "Taşı konuşturan kadın" olarak bilinen kadın, 8 yıldır sanatını sürdürüyor.
Özellikle taştan yaptığı portreleriyle ün kazanan Gajtani'nin eserleri arasında yine taştan yaptığı doğa manzaraları, tarihi yapılar, bina ve şehir silüetleri bulunuyor.
Resim sanatına olan ilgilisinin ilkokul yıllarına dayandığını söyleyen Gajtani, konuştu.
Bu tutkuyu kendisine ailesinin işlediğini anlatan Gajtani, "Mozaiğe, acı sanatı ismini verdim. Mozaiklerle çalışmam, ailemde başıma gelen bazı talihsizliklerden sonra başladı." dedi.
"ÖMRÜMÜN SONUNA KADAR MOZAİK SANATINA DEVAM EDECEĞİME İNANIYORUM"
Gajtani, mozaik sanatına olan ilgisinin artık tutkuya dönüştüğünü, Arnavutluk sahillerindeki taşların bu sanat için çok uygun olduğunu ve kendisini her zaman cezbettiğini belirtti.
Sanat eserlerini büyük bir sevgiyle oluşturduğunun altını çizen Gajtani, "Taşları, onlarla güzel bir şey yaparım düşüncesiyle toplamaya başladım ve sonra bir işe, tutkuya, kaçamadığım, sevdiğim bir şeye dönüştü. Ömrümün sonuna kadar mozaiğe devam edeceğime inanıyorum." diye konuştu.
Gajtani, eserlerinin oluşturduğu taşları Arnavutluk sahil şeridindeki Dıraç, Saranda, Himara, Dhermi, Shengjin ve Velipoja'dan topladığını söyledi.
"TAŞIN KENDİSİ DOĞADIR, DOĞANIN BİR PARÇASIDIR"
Eserlerinde tarihe, geleneğe, kültürel mirasa ve doğaya dokunmaya çalıştığını belirten Gajtani, "Taşın kendisi doğadır, doğanın bir parçasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Gajtani, ayrıca eserlerinin bazılarını Tiran'a ithaf ettiğini söyleyerek taşların şekli ve büyüklüğüne göre eserlerinin yapımının bir hafta ila 3 ay sürebildiğini dile getirdi.
Taşla çalışmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Gajtani, "Taşla yaptığım çalışmaların ortaya çıkmasıyla, taşın da beni çok sevdiğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.