Haritada bakınca İstanbul'dan şıp diye gideriz diye düşünmeyin Bozcaada'ya. Uzun bir karayolu, ardından iki feribot yolculuğunu göze alacaksınız. Arabanızı Geyikli'de otoparka bırakıp, feribotla adaya ulaşmanız en ideali... Bozcada merkezde iki mahalle var; gemiden çıktığın ana yolun üstü Rum mahallesi, aşağısı Türk mahallesi. Her birinin kendine özgü bir mimarisi var ve hemen fark ediliyor. Her yeri yürüyerek keşfetmek şart. Rum evleri, Rum kapıları önünde fotoğraf çektirmek, sokaklar arasında kaybolmak adetten. Adının tarihi hakkında bilgi sahibi olmak, eski fotoğraflar arasında kaybolmak istiyorsanız, merkezdeki Bozcaada Müzesi'ni gezmenizi öneririm.
BOZCAADA GÜN BATIMININ EN İYİ ADRESİ
Bozacada'nın üzüm bağları meşhur. Bağ evleri, üzümlerinin tadına doyulmuyor, özellikle Çavuş üzümüne... Türkiye'nin en güzel gün batımı keyfi kesinlikle Bozacada'da yaşanıyor. Gün batımı manzarası için adanın en batısına gitmeniz gerekiyor. Polente denen noktada, akşam saatleri olduğunda yer bulmak neredeyse imkansız. Sandalyesini kapan, içeceklerini alan manzarayı izlemeye geliyor. Ben gittiğimde iki evlenme teklifine şahit oldum, o kadar romantik anlayacağınız... Adanın son dönemdeki en güzel alışkanlıklarından biri ATV. Adaya araba getirmenin gereksiz olduğuna uyanan herkes, birer ATV kiralayıp adayı turluyor.
ASSOS
TARİH VE DENİZ KEYFİ
Assos tarih, deniz, lezzet üçlemesini bir arada bulabileceğiniz eşsiz rotalardan biri. Kadırga Koyu sakin, sessiz bir yer. Müthiş gün batımlarına şahit, Midilli Adası'nı gören şahane bir koy... Hadi biraz tarihe yolculuk... Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale Köyü'nde bulunan Assos Antik Kenti, tarih boyunca Yunan, Makedon, Pers dönemlerinde yerleşim görmüş, bölge Orta Çağ'da terk edilmiş... O zamanlar bölgedeki tek limana sahip olduğu için geçen gemiler sayesinde zengin olmuş bir bölge...
Haliyle tarih hayatın içinde. Pavlus tarafından ziyaret edilen Assos, Hıristiyanlarca kutsal olarak kabul ediliyor. MÖ 900'lerde kurulan bu kentin en göz alıcı yeri en tepesine yapılmış olan, dorik yapılı, Athena Tapınağı... Tapınaktan görülen muhteşem manzara anlatılmaz yaşanır... Kentteki amfi tiyatro ise halen kullanılır vaziyette... Şehrin olduğu dağın eteklerinde ve yamaçlarındaki Behramkale kenti halen aktif. Gün batımından bir saat önce gelmenizde fayda var. Köyün sokaklarını keşfetmek ardından gün batımı keyfine varmak için akşamüstü saatleri ideal. Günü batırıp, güzel bir balıkçıda da yerinizi alırsanız bu tatilin tadına doyum olmaz...
KARABURUN
GİZLİ, SAKLI VE SAKİN
Karaburun İzmir'e bir buçuk saat uzaklıkta. Ege'nin gizli kalmış köşelerinden biri. Birbirinden güzel pek çok plajı var. Dalış meraklıları için de seçenek çok. Konaklamak için oldukça sevimli alternatifler var. Ya da dilerseniz geceyi hemen komşu ilçesi Urla'da geçirebilirsiniz. Manzara Restaurant'ta fotoğraf çekmek ve manzarayı doyasıya seyretmek için doğru nokta. Menüsünde birçok balık yemeyi mevcut. Yaşayan herkes güler yüzlü... Yolları virajlı olduğu için de bakir kalmayı başarmış. Sokaklarında yürürken nergis kokusu burnunuza çalınıyor.
İlçenin bilinen en eski ismi Mimas. Homeros'un Odesa'sında Rüzgarlı Mimas olarak geçen Mimas Dağı ise günümüzde Bozdağ olarak adlandırılan bölge. Mitolojik öykülerde çokça rastlıyoruz Karaburun'a. Örneğin bir su birikintisinde yansımasını gördükten sonra kendisine aşık olan Narcissus'un yemeden içmeden kesildikten sonra eriyip nergis çiçeğine dönüştüğü yer olan Mordoğan da Karaburun'da... Kısacası mitoloji düşkünlerinin de rotasında olan bir yer burası. İsmini enfes gün doğumundan alan mahalle merkezden yaklaşık 15 dakika uzaklıkta. Eski Mordoğan olarak geçen ve köylerden oluşan kısmı da mutlaka görmeli. Ayşe Kadın Camii, Müesser Aktaş Tarih Evi ve Dilek Pınarı da yine burada görmeniz gerekenler...