Geleneksel takıların bilezik, kolye, küpe, yaka iğnesi olarak güncel kullanıma uygun hale getirildiği koleksiyon, Türkmenlerin yıllar boyunca hastalıklardan, kötülüklerden korunma, türeyiş, bereket, dua gibi amaçlarla kullandığı sembollerden izler taşıyor.
"TÜRK GÖÇÜYLE OLUŞAN ORTAK DEĞERLERİMİZİ GÖSTERMEYE ÇALIŞTIM"
Mesleğini 38 yıldır icra eden Zafer Karazeybek, çalışmalarına atölyesinin yanı sıra Bursa Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitim Kursları'nda (BUSMEK) devam ettiğini söyledi. Bursa'nın Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesi dolayısıyla ortak bir kültürü ve dili yansıtan Türkmen takıları üzerine çalışmayı planladıklarını anlatan Karazeybek, "Bu seneyi dolu dolu yaşamak istiyoruz. Türkmen giyim kuşamını esas alarak Bursa'nın kültürel değerlerini tanıtacağız." dedi. Karazeybek, takıları yapmaya başlamadan önce konuyla ilgili kaynakları okuduğunu, incelediğini, müzelerdeki etnografik değerleri gözlemlediğini bildirdi.
Uludağ'ın eteğindeki Osmanlı'nın kuruluş dönemi yerleşkelerinde, günlük hayata, düğünlere, bayramlara yansıyan her türlü giyim kuşam eşyasında taşınan sembolik değerleri, renkli Yörük temasını konu edindiğini aktaran Karazeybek, "Koç boynuzu, karanfil kurusu, ıtır, fesleğen kurusu, deniz kabuğu gibi doğal parçaları nasıl kullanmışlar, kadına ne çok değer yüklemişler, bunları göstermeye çalıştım. Çünkü Türk dünyası kadına verdikleri değer ve saygı üzerine kurulu. Bunları ve Asya'daki, Balkanlar'daki Türk göçüyle oluşan ortak değerlerimizi göstermeye çalıştım." ifadelerini kullandı.
"KOÇ BOYNUZU 'BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİNİZ VAR' ANLAMI TAŞIYOR"
Zafer Karazeybek, tasarım aşamasıyla işe başladığını dile getirerek, aslını bir şekilde çağrıştıracak dokuyla boynuz, sedef, mercan, doğal dokular kullanarak, bir taraftan da değerli malzemeler, taşları da işin içine katıp oyma, kabartma, kakma, sıvama, kaplama gibi karma tekniklerden yararlandığı takılar hazırladığını belirtti.
Türkmen takılarının kültürel kodlar taşıdığını, çeşitli anlamlara geldiğini ve hastalıklardan, kötülüklerden koruma, dua, bereket gibi bazı amaçlarla hazırlanıp takıldığını kaydeden Karazeybek, şöyle konuştu:
"Koç boynuzunun her yerde kullanıldığını görüyoruz. Koç boynuzu 'Başımızın üstünde yeriniz var' anlamı taşıyor. Yörük Türkmen geleneğinde yerleşik bazı semboller var. Bu sembolleri yakalamaya çalıştım. Önemli olan bunları bugüne taşımak, unutmamak ve bütün bu Türk dünyasıyla kurulan sembolik dili yeniden güncellemek. Boynuz, sedef, cam, karanfil, hurma çekirdeği, kına gibi doğal malzemeler kullanıyorum."
Hazırladığı takılara orijinaliyle uyumlu isimler verdiğini anlatan Karazeybek, "Sevgiyle ilgili, sevgiye yanış anlamında 'bute' denilen bir form var. Yörük geleneğinde yaka iğnesi. Bunu kolye olarak tasarladım. Bute, bir yaprak gibi aslında, yaşam verici bir yanıyla. Yaptığım çalışmalarda yaklaşık 100 civarında yeni kelime gördüm. Sosyal hayat içinde bunların bir şekilde tanınmasını sağlamak için yaptığım takılara bu tarz isimler veriyorum. Mesela bereket çaprazı, un çuvallarına işlenir. Ben bunu takıya işledim. Kendirden bir ip kullandım. Bazı takılarda direkt motifin adını, bazılarında sembollerin isimlerini kullandım. Kültürel kodlama, eşyayla doğal bir ilişki kurmanızı sağlıyor. Bunlar, sayılara, renklere dayalı sosyal ahitleşme gibi bir hikmet taşıyor." ifadesini kullandı.