Antalya'da sokak hayvanlarını şefkatiyle iyileştiren psikolog genç kız, evine götürdüğü 'can dostu'na özenle bakıyor.Kepez ilçesinde yaşayan Antalya Bilim Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunu 25 yaşındaki Nüsra Kanpolat, çevresinde hayvanlara olan sevgisiyle biliniyor. Sokakta yaşayan engelli, yaralı hayvanlara sahip çıkan, tedavilerini yaptıran, onların sahiplenilmesi için çaba gösteren Kanpolat, kendi imkanlarıyla bu hayvanları koruyor.
ÖPEREK SAKİNLEŞTİRİYORUM
Engelli kediye sahip çıkan Antalyalı hayvansever Nüsra Kanpolat: - "Kedi yavrusunu tekrar dışarı bırakmaya gönlüm elvermedi. Ona 'Dondurma' adını verdim ve evime alarak adeta bir anne şefkatiyle beslemeye başladım. Sıcak bir yuvaya çok ihtiyacı vardı" - "En ufak sesten ürküyor, öperek, sarılarak genelde sakinleştirmeye çalışıyorum. Kedim evde rahatça gezebilsin diye pencereyi açmıyorum, etrafa saksı, bardak veya devrilecek şeyleri bırakmıyoruz"
Antalya'da sokakta ölmek üzereyken bulunan iki gözü görmeyen yavru kediyi tedavi ettiren psikolog genç kız, evine götürdüğü "can dostu"na anne şefkatiyle baktığını bu sözler ile belirtti.
Kepez ilçesinde yaşayan Antalya Bilim Üniversitesi Psikoloji Bölümü mezunu 25 yaşındaki Nüsra Kanpolat, çevresinde hayvan sevgisiyle tanınıyor.
Sokakta yaşayan engelli, yaralı ve sahipsiz kedi ve köpeklere sahip çıkan, tedavilerini yaptıran, onların sahiplenilmesi için çaba gösteren Kanpolat, kendi imkanlarıyla bu hayvanları besliyor. Kanpolat, biri görme engelli 2 kediye de ev sahipliği yapıyor.
Psikolog Nüsra Kanpolat, komşularının 3 yıl önce sokakta ölmek üzereyken bulduğu yaralı kedi yavrusunu kendisine getirdiklerini söyledi.
Hayvan sevgisiyle tanınmasının bunda etkili olduğunu dile getiren Kanpolat, gözleri iltihaptan kapanmış kedi yavrusuna sahip çıktığını dile getirdi.
ANNE ŞEFKATİYLE BESLİYORUM
Veterinerin uyguladığı tedaviye rağmen bir gözü görmeyen diğer gözü ise sadece ışıkları seçebilen kediye sahip çıktığını anlatan Kanpolat, "Kedi yavrusunu tekrar dışarı bırakmaya gönlüm elvermedi. Ona 'Dondurma' adını verdim ve evime alarak adeta bir anne şefkatiyle beslemeye başladım. Sıcak bir yuvaya çok ihtiyacı vardı." diye konuştu.
Görme engelli kedinin kendisini sesinden ve kokusundan tanıdığını söyleyen Kanpolat, şöyle konuştu:
"Ona 'oğlum' diye seslendiğimde yanıma geliyor ve kendisini sevdiriyor. Evimizin kapalı terasını Dondurma'ya göre düzenledim. Pencereden düşmemesi için camları hiç açmıyoruz. Kedimin minnettarlığı çok fazla, mesela arada kucağıma geliyor kafasını sürekli yanaklarıma, dudaklarıma sürtüyor. Annesinden çok ilgi görmediği için beni annesi sanıyor galiba. Görmeyen bir kediye bakmak farklı bir hismiş, benim normal kedim de var ama görmeyen bir kediye bakmak ve onun minnettarlığını hissetmek çok farklı bir duygu."
"ONA PSİKOLOG KİMLİĞİMLE YAKLAŞIYORUM"
Hep tedirgin, sürekli tetikte olan görme engelli kedisine psikolog gibi yaklaştığını dile getiren Kanpolat, "En ufak sesten ürküyor, öperek, sarılarak genelde sakinleştirmeye çalışıyorum. Kedim evde rahatça gezebilsin diye pencereyi açmıyorum, etrafa saksı, bardak veya devrilecek şeyleri bırakmıyoruz." dedi.
Engelli kedilerin dışarıda yaşama şanslarının çok az olduğunu vurgulayan Kanpolat, petshoptan cins ve güzel kedi sahiplenme niyetinde olanlara engelli hayvanları sahiplenmeleri tavsiyesinde bulundu.