Yarın binlerce öğrenci, Liselere Giriş Sınavı'na (LGS) girecek. Bugün birçok evde heyecan dorukta! Sene boyunca verdikleri emeklerin karşılığını almak ve istedikleri okullara girmek istiyorlar. Bu haklı bir istek! Ancak aşırı kaygılanmaya ve bu kaygının sizi ele geçirmesine izin vermeyin. Hiçbir sınav hayatın sonu değildir. Yaşamda sayısız seçenek olduğunu asla unutmayın. Ebeveynler de çocukları için en iyisini istiyor. Ancak bu çocuklarınıza baskı olarak dönmesin. "Sen yaparsın, çok çalıştın, en iyi yerlere gireceksin" gibi motive edici olduğunuzu düşündüğünüz cümleler, aslında çocuğunuzu psikoloji üzerimde aşırı bir baskı oluşturabilir. Biz de psikolog Sevda Bakırel ile sınava bir gün kala öğrencilerin ve velilerin kaygılarını nasıl kontrol edebileceklerini konuştuk.
BUGÜN KENDİNİZE ZAMAN AYIRIN
Birçok öğrencide sınav kaygısı var. Heyecanlılar... Bu kaygıyı hafifletmek için bugün neler yapabilirler?
Sınavdan önceki gün için kaygınızı azaltmanız ve sakin kalmanıza yardımcı olacak ipuçları: O gün yeni bilgiler öğrenmemeli ve ders çalışmayı bırakmalısınız, artık kendinizi psikolojik olarak sınava hazırlamalısınız. Yeni konu öğrenmek paniklemenize neden olabilir ve moral bozulmaları yaşanabilir. O gün dinlenmek ve rahatlamak için kendinize zaman ayırın. Nasıl rahatlayacağınızı ve gevşeyeceğinizi öğrenmeye çalışın. Böylece sınav esnasındaki kriz anında nasıl davranacağınızı bilmek sizi güvende hissettir. Ilık duş alın, kısa yürüyüşler yapın ve sizi kaygılandırmayacak insanlarla sohbet edin. Komik bir film izlemek, eğlenceli bir kitap okumak ya da hareketli şarkılar dinlemek sizi rahatlatır. Rahatlatıcı aktiviteler kaygıyı her zaman azaltır. Sınavda başarıyı artırır düşüncesiyle bedeninizin alışık olmadığı besinleri almak yararlı olmayabilir, farklı sorunlar oluşturabilir o yüzden normal hayatınızda değişiklikler yapmayın. Uyku saatinizde yarın sınav var düşüncesiyle erken yatmış olmanız sizi daha fazla strese sokabilir, rutininizi bozmadan devam edin. Sınav için gerekli olan tüm materyallerinizi geceden hazırlayın.
KAYGININ AZI KARAR ÇOĞU ZARAR
Bazı uzmanlar az kaygının verimliliği artırdığını söylüyor. Bu konuda ne söylersiniz?
Her duygu gibi kaygının da azı karar, çoğunun zarar olduğunu düşünüyorum. Kaygıyı belli bir düzeyde tutabilmek her zaman kendi yararınıza olacaktır. Öğrencilerimizin yerine getirmesi gereken sorumluluklarının, ortaya koyması gereken bir performansları ve tedbir alması gereken durumlarda bir hatırlatıcı, harekete geçiren bir güç görevi olarak karşımıza çıkar. Hafif bir kaygıyı öğrencinin daha bilinçli hareket etmesini plan ve programlarını canlandıran bir enerji olarak kendini sınava hazırlamasını sağlar. Fakat tam tersi yüksek bir kaygı durumu ise öğrencinin süreci yönetememesinden kaynaklı olumsuzluklar yaşanmasına neden olabilir.
EBEVEYNLER, BU CÜMLELERE DİKKAT!
Öğrenciler kadar ebeveynleri de kaygılı. Bugün aileler çocuklarına nasıl davranmalı?
Çocuğunuzun endişelerini dinleyin, duygularını anlamak için diyalog halinde olun. 'Sen yaparsın, senden iyi şeyler bekliyoruz' gibi motive edici olduğu sanılan ama kaygıyı artıran söylemlerden kaçınılmalıdır. Aileler çocukları için gerekli ortamı hazırladıktan sonra çocuklarına her koşulda yanlarında olacaklarını hissettirmelidir. Çocuk ailesinin sevgisini sadece başarı ile kazanamayacağını öğrenmelidir. Yaparsın ve yapamazsın gibi yorumlar katmadan onu her koşulda desteklediğinizi fark ettirmek onu dinlemek en önemli husustur. Çocuklarınıza, çalışmalarına ve bu dönem boyunca ona katkılarınıza güvenin. Ebeveyn olarak kaygınızı fark eden çocuk daha çok kaygıya odaklanır kaygının bulaşıcı olduğunu asla unutmayın.
SINAVLAR HAYATIN SONU DEĞİLDİR
"Stres, kaygı, heyecan gibi duyguları yaşıyor olabilirsiniz. Bu duyguların normal tüm duygular gibi olduğunu asla unutmayın. Heyecan doğal bir duygudur. 'Elimden gelen her şeyi yaptın' demen seni daha güvende hissettirecek. Geleceğin ve kıymetin bir sınav sonucuna bağlı değil. Sınavda başarısız olmanız sizin tembel, yetersiz olduğunuz anlamına gelmez. Unutulmamalıdır ki sınavlar, hayatın içinde kişileri yeni başlangıçlara götüren, kişilerin hayat tecrübelerinde yeni bilgiler edinmesine ve kendi bilgilerinin sorgulanmasına yardımcı olan araçlardır, yaşamlarının sonu değildirler. Yaşam var olduğu sürece her durumun telafisi mümkün olacaktır."
RİTMİNİ YAKALA!
AKM Çocuk Sanat Merkezi'nde gerçekleşen Ritim Atölyesi, çocuklara hem eğlenceli hem de öğretici bir deneyim sunuyor. Eğitmen Eda Kocatürk yönetiminde düzenlenen atölyede çocuklar, kendilerine dağıtılan vurmalı çalgılarla önce ritim kalıplarını öğreniyor, sonrasında toplu olarak oluşturdukları ritim grupları ile çalınan müziğe eşlik ediyor. Atölyeler, 07-08 – 09-10-11 Haziran tarihlerinde, kaçırmayın.