Şu an Ege ve Akdeniz sonbaharın soğuk gerçekliğinden kaçmak isteyenler için çeşitli tatil alternatleriyle dikkat çekiyor. Havaların diğer bölgelere göre nispeten daha ılıman olduğu bu coğrafyalara dair fotoğraflar internette sık sık karşımıza çıkıyor. Ama tatil demek biraz da yeni yerler görmek ve öğrenmek diyenlerdensiniz bu dönemi daha farklı bir coğrafyayı kaşfederek de geçirebilirsiniz. Ben de tam olarak böyle yaptım ve geçtiğimiz hafta rotamı Trabzon'a çevirdim. İstanbul-Trabzon arası uçakla yaklaşık bir saat 20 dakika sürüyor diyerek söze başlamak isterim. Eğer bu şehri ve çevresindeki doğal ve tarihi güzellikleri daha önce keşfetme imkanınız olmadıysa yol sizi korkutmasın diye... Doğal güzelliği ile insanı büyüleyen Trabzon ülkemizin en turistik destinasyonlarından bir tanesi haline geldi, özellikle de son yıllarda. Oradoğu ve Uzakdoğu'dan inanılmaz büyük bir turist akını yaşanıyor bu güzel şehre... Tabii ki turist akınıyla birlikte otel, restoran ve benzeri işletmelerde de inanılmaz büyük bir gelişme yaşanıyor bu coğrafyada son yıllarda... Yani tarihi keşfetmek, lüksün tadını çıkarmak ve doğaya doymak istiyorsanız kesinlikle gitmeniz gereken rotalardan biri... Ben en son 2019 yılında bu şehri ziyaret etme şansı yakalamıştım ve size rahatlıkla söyleyebilirim ki geçen bu süre zarfında şehir daha da gelişmiş ve daha da turistleri cezbedecek bir hale gelmiş durumda... E hadi o zaman sözü daha da uzatmadan Trabzon'a gittiğinizde kesinlikle görmeniz gereken lokasyonların üzerinden birer birer geçelim...
ATATÜRK KÖŞKÜ MÜZESI (SOĞUKSU)
Trabzon'da en çok ziyaret edilen yerlerden biri Atatürk Köşkü Müzesi...1890 yılında yaptırılmış olan Atatürk Köşkü Müzesi, büyüleyici bahçe peyzajı ve yemyeşil doğası ile Trabzon'da ziyaret edebileceğiniz en tatlı destinasyonlardan bir tanesi. Bembeyaz bir köşk olan Atatürk Köşkü aslında bir yazlık ev olarak inşa edilmiş. Fakat sahipleri ülkeden gittikten sonra köşk şehri ziyareti sırasında Mustafa Kemal Atatürk'e tahsis edilmiş. Trabzon'a geldiği zaman mutlaka bu köşkte konaklayan Atatürk vasiyetinde bu büyüleyici konağı Türk milletine bıraktığını dile getirmiş ve bundan dolayı da bir müze haline getirilmiş. Atatürk Köşkü Müzesi içerisinde birbirinden değerli objeler ve Atatürk döneminden kalan mobilyalar sergilenmektedir.
SÜMELA MANASTIRI (MAÇKA)
Trabzon'un kuşkusuz en büyüleyici lokasyonu olan Sümela Manastırı, Maçka'da yer alıyor. Manastırın bu kadar değerli olmasının ardındaki en büyük sebep elbette konumu. Sarp kayalıkların üzerine inşa edilen Sümela Manastırı insanı görüntüsüyle ve tarihiyle büyülüyor. Bir Rum Ortodoks manastırı olan Sümela Manastırı 13'üncü yüzyıldan günümüze kadar uzanan köklü bir tarihe sahip. Fakat çok uzun bir süre boyunca kullanılmış olan manastırın gelecek nesillere de taşınabilmesi adına bir süredir büyük bir restorasyon yapılıyor. Yaklaşık 3.5 sene süren çok kapsamlı ve detaylı bir restorasyon çalışmasının ardından manastır 2019 yılında ziyarete açıldı. Şehir merkezinden manastırın bulunduğu Maçka ilçesine arabayla seyahat yaklaşık bir buçuk saatinizi alıyor. Kıvrıla kıvrıla giden yol boyunca size eşsiz bir doğa eşlik ediyor. Arabayla yolculuğun ardından Altındere Vadisi'ne hakim Karadağ'ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı için yürüyerek geçilmesi gereken kısım başlıyor. Dağ eteğine ulaştıktan sonra taş merdivenlerden yürüyerek ağaçlar içinde manastırın bulunduğu noktaya kadar tırmanıyorsunuz.
DOĞANIN GÜZELLİKLERİNİ KEŞFEDİN ÇAL MAĞARASI (DÜZKÖY)
Sekiz kilometrelik uzunluğu ile dünyanın en uzun ikinci mağarası olma ünvanına sahip olan Çal Mağarası, bölgenin doğal güzelliklerinden bir tanesi... Düzköy'de bulunan Çal Mağarası, yalnızca ülkemizin en uzun mağarası değil aynı zamanda dünyanın en uzun ikinci mağarası olma özelliğine sahip. Çal Mağarası'nın içerisinden bir dere geçiyor, ayrıca mağaranın üzerinde de bir kale bulunuyor. Saklı bir cennet olarak ziyaretçiye açılan Çal Mağarası'nın tamamını gezmek ne yazık ki mümkün değil. Fakat bir kilometrelik bir bölümü bile bu doğa harikasının tadını çıkarmanız için yeterli geliyor.
TRABZON KALESI (ORTAHISAR)
Trabzon Kalesi'nin tarihi, en eski surlar baz alındığı zaman M.Ö 4. yüzyıl Roma dönemine kadar uzanıyor. Trabzon'un Ortahisar bölgesinde yer alan Trabzon Kalesi, oldukça zengin bir tarihe sahip olan yapılardan bir tanesi. Roma Dönemi'nde inşa edilen kalenin tarihinin milattan önce dördüncü yüzyıla dayandığı biliniyor. Ayrıca Trabzon Kalesi'nin yamuk şekilde olması bölgeye Trabzon adının verilmesini sağladığına inanılıyor. Trabzon seyahatinizde mutlaka görmeniz gereken destinasyonlardan bir tanesi olarak ziyaretçilerden büyük beğeni topluyor.
HAMSIKÖY (MAÇKA)
Trabzon'da sütlaç denilince akla gelen destinasyon olan Hamsiköy, kelime olarak "beş köy" anlamına geliyor. Her ne kadar sütlacı ile ünlü olsa da Hamsiköy doğası ile de nisanı büyüleyen bir destinasyon. Maçka'da, Zigana dağlarının eteklerinde konumlanmış olan Hamsiköy için Trabzon'un göz alıcı doğasının bir özeti denilebilir. Vadide çok fazla insan yaşamıyor olsa da turistler tarafından çok ziyaret edildiğinden dolayı pek çok restoran ve konaklama imkanı bulunuyor. Ayrıca trekking meraklılarının en sevdiği destinasyonlar arasında yer alıyor.
UZUNGÖL (ÇAYKARA)
Doğal güzelliği ile turistlerin en çok ilgisini çeken destinasyonlardan bir tanesi olan Uzungöl, Trabzon'a yaklaşık 100 km uzaklıkta bulunan Çaykara...Trabzon'un en güzel manzaralarından bir tanesi olan Uzungöl de mutlaka görülmesi gereken lokasyonlar arasında bulunuyor. Trabzon diyince ilk akla gelen görsellerden olan Uzungöl ne yazık ki artık eskisi kadar bakir değil ve bolca beton yapı var. Fakat yine de büyük şehirlerin kaosundan ve kalabalığından çok uzak bir atmosfer karşınıza çıkıyor. Uzungöl'e giderseniz mutlaka seyir tepesine çıkıp bölgeyi yukarıdan izlemeyi ve fotoğraf çekmeyi unutmayın. Ayrıca tepede birbirinden popüler kahvaltıcıların bulunduğunu da belirtmek isterim. Trabzon gezinizde bir sabahınızı Uzungöl'e ayırabilirsiniz.
SADECE DOĞASI DEĞİL LEZZETLERİ DE BÜYÜLEYİCİ
Trabzon'a gelip kesinlikle bu güzel şehrin lezzetlerini denemeniz gerekiyor. Bu şehir sadece mutfak konusundaki iddiasıyla bile bir gurme destinasyon olmaya çok açık. Sütlaç, yemyeşil bir vadiye kurulmuş olan Hamsiköy'de yenir. Köy geçimini sütlaç turizminden sağlıyor desek yeridir. Trabzon'un bir diğer meşhur ürünü mis kokulu tereyağı. Tereyağın en güzel şekilde ortaya çıktığı yemeklerden biri ise pilav. Haliyle Trabzon'da da bol tereyağlı pilavı ile meşhur tarihi bir lokanta var. Tarihi Kalkanoğlu Pilavcısı'na gidin ve bu lezzeti muhakkak deneyin. Trabzon Pidesi... Bu şehre gelip de Karadeniz pidesini de denemeden dönmek olmaz. Bunun sırrı fırında fındık kabuğu yakılmasıymış. Gerçekten ayrı bi çıtırlık ve lezzet veriyor. Pide yanında tereyağ ile geliyor. Hamsi... Türkiye'nin dört bir yanındaki balıkçılarda hamsi kolaylıkla bulunabiliyor, buğlamasını ve hamsikuşunu zaten denemişsinizdir. Trabzon'a geldiğinizde Karadeniz dışında kolay kolay bulamayacağınız "çıtlama"yı yerinde denemelisiniz. Basite açıklamak gerekirse soğan yatağında bir çeşit buğlama gibi düşünebilirsiniz. Ancak buğlama sevmeyenler bile seviyor. Akçaabat köftesinin memleketi de Trabzon... Dana eti, Trabzon ekmeği, az miktar sarımsak ve yağ katılarak yapılan, Trabzon'un Akçaabat ilçesine özgü köfte. En önemli özelliği etinin de Trabzon'dan gelmesi. Genellikle yanında ızgara biber ve piyazla servis ediliyor. Kuymak... Bol tereyağında kavrulan mısır ununa peynir ve süt eklenerek yapılıyor ve lezzetine doyum olmuyor.