Aslı Serçemeli Öcal ve Gökhan Öcal çifti, 6 Şubat'taki depreme çocukları Efe (12) ve Mete (15) ile Antakya'daki evlerinde yakalandı. Öcal ailesinin de bulunduğu 6 katlı bina büyük sarsıntı sonrası yıkıldı.
Apartmanın son katındaki dairede yaşayan aileden Gökhan Öcal, kendi imkanıyla enkazdan çıkmayı başardı. Efe ve Mete, depremden 10, anneleri ise 25 saat sonra enkazdan çıkarıldı. Hızlıca hastaneye götürülen anne ve çocukları tedavi altına alındı. Kontrollerinin ardından sağlık durumlarının iyi olduğu anlaşılan Mete ve Efe, taburcu edildi. Beton yığınlarının altında kalan Aslı öğretmen ise Hatay'daki tedavi sürecinin ardından Adana'ya gönderildi.
Daha sonra Ankara'daki Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Öcal'ın sol bacağı diz altından ampute edildi. Aslı Serçemeli Öcal'ın tedavisi, isteği üzerine memleketi İzmir'deki Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nde sürdü. Bir süre fizik tedavi uygulanan Aslı öğretmenin bacağına protez takıldı.
Depremden sonra ailesiyle İzmir'e taşınan Aslı Serçemeli Öcal, yeni eğitim döneminde mesleğine dönmek istiyor.
"HAYAT YÜRÜYÜNCE ÇOK DAHA BAŞKA"
Aslı Serçemeli Öcal, üzerinden geçen bir yılda deprem anını unutamadığını söyledi. Eşinin kendi başına enkazdan çıktığını belirten Öcal, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Maalesef bina sakinlerinin çoğu kurtarılamadı. Sarsıntı durduğunda boşluktaydım. O anı çok iyi hatırlıyorum. 30 saniye sonra toparlanayım derken yukarıdan ağır bir cismin üzerime indiğini hissettim. Çocuklarımla sürekli konuştum. 'İyi misiniz, herhangi bir uzvunuz sıkışmış durumda mı, bilinciniz açık mı' diye sordum. Mete ve Efe'nin iyi olduklarını duyduktan sonra 'Evet tutunmalıyım hayata' dedim. Saatler geçtikçe seslenmekte zorluk çektim. Enerjim biraz düşmeye başladı. Ama onların çıktığını görünce 'Hayatta kalmalıyım' dedim. Bir süre sonra kurtarma ekipleri bana da ulaştı. Enkazdan çıkarıldığımda ayaklarımı hissetmiyordum, ona rağmen gökyüzünü görüp rahat nefes aldığım için mutluydum."
Sağlık görevlilerinin kendisine çok destek olduğunu ifade eden Öcal, "Ben 2 bacağımı kaybedeceğimi düşünüyordum ama biri ampute edildi. Hocalarım bunu zor söyledi ama ben mutlu olduğumu ifade ettim çünkü 2 bacağımın birden yok olacağını düşünüyordum." diye konuştu.
Protez ile yeniden adım attığını aktaran Öcal, işlerinin büyük bölümünü tek başına yapmaya da başladığını kaydetti.
Zorlu bir süreci geride bıraktığını belirten Öcal, şöyle devam etti:
"Şimdi tek başıma çok daha özgürüm. Hayat yürüyünce çok daha başka, çok daha mutluyum. Bu dönemde benim için en büyük ilaç umut oldu. Bilinçli ellerde olmak, pes etmemek. Kötüyle teselli olunmaz belki ama ben hep 'Daha kötü olabilirdim, her iki ayağımı kaybedebilirdim'... Bu duygularla kendimi biraz daha motive etmeye çalışıyorum. 23 yıllık Türkçe öğretmeniyim. Bazen oturduğum yerde zihnimi yokluyorum. Bilgilerim tazecik duruyor. Ama biraz bana yük olmaya başladı o bilgiler. Artık diyorum onların çocuklarla buluşması lazım bu bilgileri aktarmam lazım. Öğrencilerim ve velilerim bu süreçte hep benim yanımda oldular. Yeni motivasyonum da herhalde mesleğe başlamak. Eylül'de görevimin başında olmak istiyorum."
"GÜNLÜK YAŞAMINA DÖNMÜŞ, YÜRÜMESİ GAYET İYİ"
DEÜ Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Fakültesi Protez ve Ortez Bölüm Başkanı Doç. Dr. Seher Özyürek ise Öcal'ın fizik tedavi ve rehabilitasyonunu tamamladıktan sonra ampute edilen bacağı için protezini hazırladıklarını anlattı.
Öcal'ın proteziyle uyum sağladığını anlatan Özyürek, "Umarız dediği gibi eylülde iş hayatına dönebilir. Zaten sosyal hayatında günlük yaşamına dönmüş, yürümesi gayet iyi. Kasları kuvvetli. Hedefimiz daha kuvvetli egzersiz yaptırmak. İlk hedefimiz yavaş yavaş yürüteci bırakmak. Belki bir koltuk değneğine geçmek." diye konuştu.